58]Gerçekten de, sizde travma yaptığını söylediğiniz sistemle ve her türden oluşmaları siz, en iyi ve en üstün, maddi yaşam olarak kullanırsınız. Bundan hiçbir rahatsızlığınız yoktur da. Ama oy toplama siyasetiniz gereği, halkın bilmezlikleri, bu tür sakızlarla oy getirisi yapılır. Toplumlar hayatında köklü değişikliklerin halktaki yapacağı uyumsuzlukları, travma kılıfı söyleşilerek seçmen duygusuna hitapla, seçmene selam yapılır.
İktidara gelindiğinde de bu travmalara ilişkin, travmanın arzusu eğiliminde geri dönücü düzeltici en ufak bir tedbir dahi ele alır olmazlar! Ya da sözel olaraktan bunlara değinmeleri bile yoktur! Bilirler ki bu işler böyledir. Bu, hal hoca'nın sıcakta hoşafı kepçe ile içerken, keyfe gelip gelip; ikide bir: 'öf be öldüm! ' demesine benzer. Hoşafı kaşıkla içen adamın: 'Yav Hocam,şu kepçeyi ver de, biraz da biz ölelim! ' demesi de çok manidardır.
Halkın da, bu hin politikacıların, iktidara gelene değin söylediklerinin martaval olduğunu, bir anlayabilseler. 'Kurtuluş savaşı sonrasındaki yapılan devrimler, halkta travma oluşturdu', diyen siyasetçilerin; iktidara yapışmış gibi olan halleri karşısında bu; 'Bol kepçeli, hoşaf içmenin' söylem manidarlığını, bir sezebilseler.
Sosyal travma, eski olana alışmanın, şaşmasındaki uyanıştır. Karşı tepki koyuş gibi bir direnç olmakta iken, yine bir anlama dinleme olaraktan da, yeni olana da bilinçli bir adaptasyonunuz da olmaktadır. Devrimlerin bir kültürel kopuş olduğunun söyleşilmesinin öyle iler tutar bir yanı da yoktur.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta