47]Bu tür toplumsal oluşmaların bilinci, halkta oluşmamışsa; siz ne kadar din ve yurt sevgisini öne sürseniz sürün, halkı bu yapı ve bilincin içine sokamazsınız. Hatta din ve yurt sevgisi gibi bu oluşuma içine sokulanlar daha sonra kiminin savaştan kaçmasına, kiminin savaştan firarına da, bu türden yapay ve mücbir bir vesile neden olan, inanç vatan sevgisi gibi sebepler, engel de olamayacaktır. Öz hareket olmuşsa, inanç ve yurt sevgisi çimento işlevi görecektir, ta ki amaç gerçeklenene değin. Gerçekleşen amaçlar, toplumun bireylerine birşeyler sunuyor olmasıyla, çok çok kuvvetleşecektir.
Zaaflarımız bizi büyük yanılgılara götürerek hırs ve garazlarımızı da; aklımızın önüne sürererler. Böylece zannı davranışlara ve yanlış anlamalara girişiriz. Bunun temel nedeni de; sonra olanı önce; önce olanı da sonra olan gibi görür olmamızdır. Tıpkı çocuk sevgisini (bu soyut bilinç) , anneden önce görmek gibidir.
Yani önce anne vardır sonra çocuk (somut bilinç) sevgisi vardır. Her şeyi yerli yerinde, göremeyen anlamalar, tarih felsefesi yapamadığı gibi, tarihi de doğru okuyup doğru sonuçlara varamazlar. Bugün olduğu gibi; Kurtuluş Savaşı'nın, o muazzam ruhunu, türbanı (hilafeti) kaldıran bir yapıya indirgerler! Toplumsal olmayanın toplumsalal indirgenmesi yanılgısıdır.
İstiklal Savaşı; toplumsal, sosyal, insansal nedenci bir var oluştur. Oysa hilafet nedenci bir var oluş değildir. Hilafet gibi öznellikler, toplumsal nesnelliğin yansımasını, bir maymuncuk gibi, hileci olaraktan üzerlerine almışlardır. Maymuncuk özellikle ışık kaynağı kendileri imiş gibi bir sanal yansıtma yaparlar. Kendi başına iş göremeyen varlığı dahi olmayıp, varlığı bile bulamayan, insan etkimeli insan yansımalı ilineksel tavırdırlar. Toplumsal, bilimsel ve bilimsel felsefeye ilişkin kültürleri, çoğu kişiler bilmezler.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta