4]Eğer manda görüşlülük egemen olsa idi, bağımsızlığın felsefesinden yana olan diğer oluşumlar ve cami hutbeleri de, büyük oranda bu mandacılığı mazur ve makul görür olabilecekti. Savunmaları, baskı ilen de olsa, baskısız da olsa açıktanda olsa belki de savunur olabilecekti. Çünkü konjonktüre mandacı himayecilik anlayışı egemendi.
Padişah da işgalcileri himaye ediyordu. Kurtulma oluşumları, 4]İstanbul'daki gibi gizli, olacaktı. Ki beş ondan da olsa, çok etkili; İngiliz mandasını savunan, işgale karşı pasif olmayı savunan, saltanattan yana eylem ve tutumları salık verir olan, saltanatın tutumlarını över olan, şevk kırıcı etkileyici hutbe ve cami konuşmalarının varlığı, tarihi vakadır!
Aynı bu günkü Irak'ta bile, yönetimin arzusu doğrultusunda, camiler Irak'ın işgaline karşı bir direniş yapabiliyorlar mı? Çünkü aracın kendilik bir amaç var bulunuşu olmazdı. Özne ve girişmeler araçları kullanırdı. Ya da iyimser düşünceyle söyleyelim cami çağrı yapacak da yaptırılmıyorlardı!
Ama sanki cami birbirlerine karşı pusuda imişler gibi, mezhepleşme yüzünden; mezhepçilik tek sorunlarıymış gibi işgali unutup; inanç ayrılıkları uğruna birbirinin gözlerini oymaktadırlar. Böyle durumlarda din, farklı bir bela sorunsal olabilmektedir. Hatta, din adeta pimi çekilmiş bir bomba görünümlü olabilmektedir. İşte Gazi yönetiminin başarısı da, burada cereyan eden bir dirayet olacaktır.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,