Alam başımı buralardan gidem
Lal olan yârim ağlama arkamdan
Şeyda bülbülü nazlı gülü nidem
Ilık bir rüzgâr gibi es arkamdan
Kuşlara senin halini sorarım
Dinle kardeşim dinle benim sazımı
Sana söylesin şu Arpalı köyünü
Hele sen bir dinleyiversen sözümü
O zaman sana der Arpalı köyünü
Nisan gelince hep kuzuları meler
Of kim yıkar bu kadar bulaşığı
Naz yapma başka işin mi var aşçı
Akıl versem sonra yerim kaşığı
Bende öyle bir hal mi vardır aşçı
Pilavın tadına doyum olmaz
Yemeğin genelde olur hep acı
Yedikçe midede yapıyor sancı
Ama mükemmel yaparsın sütlacı
Elin mahir de dilin turşu aşçım
Yemekleri yapar daim süreli
Yolun çilesini çoban çeşmesini
Sen bilemezsin sosyete kızı Ayça
Elin kırışır kuşburnu dermesini
Sen bilemezsin sosyete kızı Ayça
Kuzular meler benim nazlı yaylamda
Ela gözlüm farklı burada geceler
Hasretin biter bekle beni Ayşe’m
Harap olmuş hep burada niceler
Hasretin biter bekle beni Ayşe’m
Şafak dediğin ne çabucak biter
Yaram derindir ateşle dağlanmaz
Karagözlü olan, ay yüzlü Ayşe’m
Senden başkasına gönlüm bağlanmaz
Karagözlü olan, ay yüzlü Ayşe’m
Mor menekşeler açtı dağ başında
Her gün okuttum hacıya hocaya
Benim kızında bağlanmış kısmeti
Bir türlü de varamıyor kocaya
Benim kızında bağlanmış kısmeti
Evin damına diktirdim şişeyi
Şu gökyüzünde mehtap olsan
Yinede alamam ben seni
Dahi gönlüme bir taht kursan
Yinede alamam ben seni
Güneşe benzese şu yüzün
Beni benden alan başımın tacı
Evine hoş geldin canım Haceri’m
Dertli olan yüreğimin ilacı
Evine hoş geldin canım Haceri’m
Hasbahçem’de nazlı açan gonca gül



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!