Yıllar geçtikçe aradan
İhtiyaç duyulan,
Köklerimizdir eksiğimiz olan.
Koca, zulmüne,
Çocuklar yersiz endişesine,
Yalnızlığım da benimle olan mesaisine
Ara verdi.
Oh be!
Annem bana kaldı.
Bir de atkı koyup çantaya,
Ördüğü kazağı göndermiş.
Sanki öpmüş koklamış;
Biliyormuş gibi kucaklayacağımı,
Gönderdiği kazağı okşamış.
Hasret varmış gözlerinde,
Aşk iki kişilik biliyorum ama;
Annem, babam ve kardeşlerim benim öbür yarım.
Olur ya! Kız kardeşim kovulmuş olabilir el kapısından;
Yalnızlık tak etmiştir; annemin, babamın o tatlı canlarına;
Erkek kardeşim bıkmıştır belki de karı dırdırından.
İlk değil, düşüncelerimle arkadaşlığım,
Yanlış saatlerde yalnız oturuşlarım;
İlk değil, dünyayı kurtarışlarım.
Şehir uykuda
Ben ayaktayım.
Bir kabuktur fotoğraf,
Gizler içindeki gerçek seni.
Sen nasıl istersen, odur görünen;
Bilinmesi gerekenin aksine.
Sana daha fazla bakmalıyım.
Aşkın hakkını verebilmek için
Gemileri yakmalıyım.
Bir de şarkı mırıldan hafiften;
İşiteyim ki sesini, sarsın bütün benliğimi.
Birden bir telim kopsun, sen de onarmaya çalış;
Ama dikkat et bir şey olmasın ellerine,
Çünkü ben bir gitar,
Sen de tek sahibimsin.
Hepiniz ayrı umutlarla geldiniz dünyaya;
Yaş on, onbir, oniki oynansın misketler, körebeler, birdirbirler;
Haydi! Koşun kızak kaymaya;
Kafanızda yok oyundan küfürden başka hiçbir şey.
Ya yoksul kardeşlerimize ne demeli?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!