......Beni yeniden şiirle tanıştıran o Makul Yüz; o Melül Gözlere... Leyla Acer'e...
Demin bir sevdanın nağmelerini yazdım
Ceylan yüzünü, zeytin karası gözlerini anlatan
Sonrası bir ayrılık enkazı;
Van'ın Uludere'nin sancılarını yaşatan
Ve ne zaman seninle bir araya gelmeye çalışsam
Karşına her geçtiğimde; ayaklarım yerden kesilir
Sarsılır; bir çöküntünün ağır enkazı altında
Can çekişen bedenimin, soluksuz kalışına tanık olurum.
Tuzaklar kuruluyor kentine; sokulamıyorum yanına, ilişemiyorum
Ve seni Kürt Kızı; bütün gitmelerine rağmen
Bir gün olsun, bir an olsun hiç unutmadım
Seni sevmekten hiç vazgeçmedim
Vazgeçmeyi bir gün olsun aklımın ucundan bile geçirmedim
Çünkü benim tek gayem, tek umudum,
Seninle; senin varlığınla varolabilmekti hayata
Eğer yoksan, olmazsan, zelzelerin en büyüğünü yaşar yüreğim
Ve şimdi sen; Çarçel Bakışlım, Kandil Duruşlum
Aşkını öyle ektin ki yüreğime; istesemde uzak duramıyorum
Tohumunun kökleri sarmış bütün bedenimi
Damarlarıma işlemiş, ruhumu avlamış gafil
Sensizlikmiş, acıların en büyüğüymüş, o da neymiş
Sen gel, gelde gör bendeki sensizliği; bak neyledi
Bedenim deşilmiş, yaralarıma toz basılmış,
Haykırışım yer ve gökleri yırtıyor
Kawe'nin ateşi içinde bir kurşun gibi eriyorum
Tükenmişliğin, bitmişliğin koynundayım
Azrail'in pençesinde; ölümün ağzına düşercesine
Bedenimden her gün bir parça alınıyor
Tırnaklarımı söküyorlar yerinden
Yıkık, ezik, eskilmiş bir vazziyetteyim.
Ve gülüm, karanfilim, nergiz kokulum
Yokluğun acıların en büyüğü verilen hükmümdür
Her gidişin Mazlum bir halkın yenilgisidir
Dönmezsen, varolmazsan, dar ağacına gerilirim
İntiharım, infazım, gidişlerinin anısı olarak kalacaktır
Cudi'nin eteklerinde Zap'ın
Kırıkdağ'da cehennem kayalıkların...
Gelmezsen, olamazsan, Colemérg'in
Berçelan Yaylasın'da, Merzan'da, Biçer'de, Keklik Pınar'da
Yokluğunun en büyük ızdırabını yaşarım,
Sürüklenirim Sümbül'ün yamaçlarından en zirveye
Sonra hiç beklemediğim bir anda düşerim gözlerinden
Çığ olur, heyelan olur, akarım Zap'ın derinliklerine...
Eğer gelmezsen Kürt Kızı;
Şemzinan'da Goman Dağı, Nawrezan, Begırt, Kerket,
Nerkule, Muşé ve Nehri Mezralarında
Bombalanıp duracaklar gönlümün kuytu köşelerini
Ve sensiz Çarmıha gerilirim Hz. İsa gibi...
Eğer gelmezsen; Béşems, Betkarok, Evliyan Yaylalarında soluksuz kalırım.
Dé gel! Dé gel artık Şemzinan'ın Asil Kızı
Gelde gör bendeki sensizliği bak neyledi
Rüy'im zerd-i sefalet için sevgili
Kalbim sed pare olmuş, yıkılmışım
Anla artık beni Kürt Kızı
Senden béhaber, mecburi bir iskandayım
Olmazsan gelmezsen, kalbim yırtılır, işkenceye tutulurum
Yerin yedi kat dibine, sonsuz cehennemlere gömülürüm
Takatsiz, Béçare, zebanilerin ellerinde kalırım
Nutkum tutulur, yanar, kül olurum.
Ve tek suçum, tek günahım;
Seni kendimden çok sevdiğimdir Kürt Kızı
Gel etme, eyleme... Günahtır, yazıktır... Sana da, bana da...
Bu aşk, bu sevda, bu tarih, böyle bitip tükenmemeli
Dengebéjlerimizi düşün Kürt Kızı, ozanlarımızı
Bizi, aşkı, sevdayı bu güne getiren, yücelten
Mem u Zin'i, Xecé u Siyamend'i, Tajdin u Sité'yi...
Ben bilmem; şandır, şöhrettir, paradır puldur
Ben insanlığım için; şerefim, namusum için yaşarım
Ben sana dünyayı, mücevherleri, altın ve parayı vadedemem
Ünlü bir fabrikatör, zengin bir milyoner değilim ben
Benim tek sermayem; yüreğimde yankılanan sevgimdir,
Bitip tükenmeyen; aşkım, sevdamdır sana verebileceğim Kürt Kızı...
Simandır, her gün yaşantıma bin anlam katan
Soran'da; Balakan, Rewandız, Cindiyan, Méroz...
Ve nefesime dokunan kürtçe kokakan dudakların
Ekmek gibi, su gibi ihtiyaç doyduğum
Ve ruhuma işleyip beni huzura erdiren
Toprağa düşen her ilk yağmur damlası gibi
Deşilmiş yaralarıma, sancılarıma derman onan
Nefesindir varlığıma varlık katan
Ve kürtçe bakan melül gözlerin
Derin yokluklarıma zenginlik saçan...
Dé gel artık Şemzinan'ın Asil Kızı
Gelde al beni bu zifiri karanlıklardan
Bu yüreğe barikatlar ördüğün, kanattığın
Kördüğüm bir sevdanın pençesine, gölgesine attığın yeter
O senp kalbin; merhamet eylesin bu visal kalbe...
Gelde aydınlık saç ikbal-i sensiz loş olan bu garibin gönlüne
Değdir sevgini şuride iklimlerle yüreğime şehadetle
Yoksa aşkın kemirecek, tüketecek, benliğimi ebediyen.
* * * (Bu şiir Kısaltılmıştır...)
15 Ağusstos ve 22 Eylül 2013 Tarihleri Arasında Dünyanın En Güzel En Tatlı Kızına Yazılmıştır Bu Şiir
.
"Göz gGördü Gönül Sevdi.
Ey Yüzü Mah-ım Var Mı Benim Bunda Bir Suçum, Günahım."
"seni seviyorum..." Aslında bilindiği kadar basit değildir bu söz. Bir anlık Hevesler, zevkler, çocuksu düşünceler basitleştirmiştir bu sözü. En ufak bir dokunuştea bile sevdalar sıçrar. Bir bakıma sevda kabıdır. Taştı taşacak kadar doludur. Fakat gömülmüştür tarihin derinliklerine. Leyla ve Mecnun'larla birlikte gömülmüştür. Ney gibi bazen hazin, bazende keskindir. Kahrolmuş yüreklerin derin ağrısıdır. Mecnun İçin Leylanın saçlarıdır nergis kokulu. Ah! bir paçavra olmuştur şuan. Namertlerin hakkı değildir bunu kullanmak. Baht karartıcı insanların en keskin silahı olmuştır. Yorgun aşıkların yüreğine bir kezzap gibi iner, bir karabasan gibi... Yunus'un dudaklarından dökülen ilahi bir nağmedir. Ve Leyla için bir bıçak olmuştur her defasında. Gönül avccıların en dehşetli silahı olmuştur.
Sabır ÇelikKayıt Tarihi : 22.9.2013 21:54:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Düğün töreninde bir çift melül göze aşık oldum ve bu şiirde dile getirdim
![Sabır Çelik](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/09/22/kurt-kizi-10.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!