(Hoca İle Çekirge - 5. Bölüm)
-Kendinize gülebildiğiniz ilk gün, büyümeye başlarsınız! - Ethel Barrymore
-Gülmek, güldürmek; gülerken ağla(t) mak, ağlarken güldürmek; kendisi ile alay etmek, hüznün yeni bir libas edinmesidir. - Naime Erlaçin
-Çekirgeeeee!
-Buyur Hocam
-Merak ettim. Bir uğrayayım dedim. Ne yapar, ne edersin? Son günlerde durumunu hiç beğenmiyorum. Ölüm - kalım, karartma falan feşmekan deyip duruyorsun? Bunalımda mısın, nesin?
-Olur mu öyle şey hocam! Sen benim dokuz canlı olduğumu unuttun galiba. Evvel Allah, senin hakkından bile gelirim…
-Can’larını bilmem de, edepsizliğini unutmuşum herhalde!
-Afedersin hocam, lafın gelişi işte :))
-Anlat bakalım
-Ne anlatayım ki? Yazıyor ve senden aldığım feyizle tam gaz gidiyorum. Amma ve lâkin baharı bekleyen kumru pozisyonunda iken, fazlasıyla kararmış olduğumu fark ettim bu sabah. Zuladaki bütün şiirler de aynen öyle.
-Eeee, sonra?
-Sonrası iyilik, ne olsun! Ama anında “düşler alemi”nden sıyırdım kendimi. Ancak öyle kurtardım paçayı.
- İyi bir şeyler yaptın mı bari?
-Ne demezsin! Çamaşır, bulaşık, çiçek bakımı gibi güzellikleri(!) bitirir bitirmez mutfağa attım kendimi. “Acaba, akşama “çorba-bezelye –pilav”mı; yoksa “çorba-tavuk sote-pilav”mı uygun düşer? ” diye bir süre tefekküre daldıktan sonra, birincide karar kıldım. Bir taraftan da, “99 nokta bilmem ne” diye bir radyo istasyonu buldum kendime. Niyetim azıcık kafa dağıtıp; bir yandan yemek hazırlarken, bir yandan da zıplamak. Bu merakım yüzünden yakında yok olacağım zaten….
Her neyse, müzik dinliyorum ama kara kaplım da yanımda. Burnuma kavrulan soğanın kokusu geliyor ancak aklım şarkı sözlerinde…Adamın biri bas bas bağırıyor. “Bir Japon kızına aşık oldum! ” Yakari matsu- takari matsu gibi bir şeyler söylüyor. Türk kızlarının suyu mu çıktı acaba? Hani, kuzeyli bir sarışına veya esmer bir dilbere aşık oldum dese, anlayacağım! Yani, sarmadı hocam. Acele zapladım. Bu kez de “melek mi, yoksa şeytan mı; çıkar yol hangisi; sevmek sevilmek mi? ” diyen bir hatuna denk düştüm. Bilip de ne yapacaksa? Sonuç sanki değişecek!
-Çekirge, hayret bir şeysin vallahi! Adam gibi Türk Sanat Müziği dinlesene…
-İyi de onunla zıplayamam ki hocam, bu bir. İkincisi, o hatayı geçen hafta işledim. Bütün ağlamaklı şiirler o zaman çıktı işte…Bir daha gündüz saatlerinde TSM yasak bu evde. Hatta geceleri bile yasak!
-Sonra?
-Sonra, soğanlar kavruldu ve yemeğe devam…
O sırada ”sıcak, çok sıcak” diyen bir delikanlının sesi çarptı kulağıma. “Avuçların yanacak / bedenim çırılçıplak…” diyor... Aaaaa, bizim Muammer Çelik buraya gelmiş galiba! Onun kadar da güzel söylüyor kerata. Şiirden kurtuluş yok anlaşılan… Hemen arkasından Zerrin “Gönüüüül” diye bağırarak sahne aldı. Kadını çok sevmem ama bir remiks yapmışlar ki, tadına doyulmuyor. O ne biçim ritim öyle? Dans etmemek, şarkıya düpedüz hakaret olacak.….
-Ettin mi bari?
-Tabii ki hocam ama bezelyeler helva oluyordu neredeyse!
-Şimdi git biraz çalış artık
-Hayır!
-Ne demek “hayır”?
-“Hayır” çünkü bugün sıradanlaşma günüm. “Normalize olma günü” desem daha doğru olur. Ne haber dinleyecek, ne düşünecek, ne felsefe okuyacak, ne de finans piyasalarına bakacağım. Kafamın nadasa ihtiyacı var. Az sonra kendimi sokağa atacak ve olabildiğince şımartacağım. Yürürüm, alışveriş yaparım; kuru dalları kontrol ederim. “Bahar geliyor mu? ” diye sorarım ağaçlara; saçma sapan dergiler alır, mesela bir pastanede karargâh kurarım. Ustamız Attila İlhan çok haklı! Orada insanın beyni dinleniyor. Adeta şarj oluyor. Bir de çikolatalı pastayla seratonin yükledim mi, değme keyfime!
-İyi hoş da ne zaman çalışacaksın sen?
-Geceler ne güne duruyor hocam? Akşam, acılarımı büyütür; sererim yine dizelerime. Sen hiç kaygılanma. Bana müsaade şimdi. Ben de insanım yaaa! Söz sana; bu gece “kurt kadın” olacağım. Hem ağlayacak, hem de herkesi ağlatacağım!
Şairler ne içindir ki!
(ve Hoca susar….)
(26 Şubat 2004)
Not: Bu yazıyı, öncelikle sevgili dostum Muammer Çelik’in okumasını istedim. İsminin zikredilmesine bir itirazı olup olmadığı bilmem gerekiyordu. Olmadığı gibi, yazıyı yüklemem konusunda beni teşvik de etti. Derin anlayışı ve hoşgörüsünden dolayı kendisine sonsuz teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim….
Naime ErlaçinKayıt Tarihi : 26.2.2004 22:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

-musa zindan-
Saygılarımla
Ecdat Armağan
Dolunay yakın olmalı...:)Duruma göree mehtap da denilebilinirrr haniii
hele bir gece olsun..:)
sevgilerimle :)))
nevin kalafatoğlu
TÜM YORUMLAR (11)