Şair kaleminde ki ,
Kara yazının kökeni,
Somadan gelir.
Kalemin kara, kurşun gibi,
Kömürle yazıldı, alın yazıları,
Yine ölüm, yine acı,
Yine o bildik ihmalin enkazı.
Kalemin kara yazar,
Kalemin kurşun değil şair...!
Kömür kara, ölüm kurşun.
Somada toprak altında,
Kurşuna dizildi üç yüzü,
Kömürle boyayıp,
Verdiler kaza süsü...
Ve...
Kader dediler,
Kader bile isyan eder,
Şair...!
Y azsan da ölürler,
Okusan da ölürler...
Elinde tuttuğun kara kurşun kalem,
Yazısı kömür, ölümü kurşun maden,
Alın yazısı kömürle yazılmışın,
Yok mu ölümünü silebilen?
Oysa her silgiyle,
Temizlenir kurşun kara kalem.
Şair...!
Eline aldığın kurşun kara kalem,
Ayır, kurşunu kalemden,
Acıyı, madenden,
Madeni,kömürden,
Kömürü, ölümden...
Kalemi tutarken,
Ellerindeki kömür karasına,
Ölüm bulaştı,
Sen de karıştın, kömür tozuna,
Artık kaçamazsın.
Madende ölmek nasıl?
Biliyor musun?
O zaman kalemin kadar konuş.
Bire bir hayalleridir ,
Bembeyaz sayfalar,
O sayfalar dolusu kağıdım, yandı.
Kaleminle bembeyaz kağıdın,
Kömür işçisiyle buluşmasıdır,
Tertemiz alnın.
Kalemi kağıttan ayıramazsın.
Yazdığını kömürle,
Kömürü işçisiyle,
Ayır kağıtla kalemi,
Kömürle ölmeyi,
Kurşunla zehirlenmeyi,
Ya da öğrensinler artık,
İnsanları insanca sevebilmeyi...
Kayıt Tarihi : 22.5.2014 00:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!