Kurşun Geçirmez Toprak Şiiri - Ercan Cengiz

KURŞUN GEÇİRMEZ TOPRAK

-mermiyi yutar su, kurşun geçirmez toprak
vur paşam, vur ağam, vur sırtına
boşuna vermedim o ünvanı, o şanı şerefi
bombala, toprağı deşsin paranız
sattığınız ellere akıyor Fırat

bir Cuma günüydü
karanlıkta bir adam sallarken parmağını
duyan duydu, gören aldı üstüne
‘imam osurunca’ ‘cemaat sıçar’ diyorlardı
inanmazdım osurunca rahatlar diye

‘bırak ağam, bırak paşam’ Fırat’ı
Dicle’yi, Munzur’u bırak
ne istersin dağdan, taştan, ovadan, ırmaktan
osur, osur da rahatla arkana yaslan ‘vergini’ topla
iç borç – dış borç ne ki sana
birkaç holding büyüttün de büyüdün
karı cebinde birkaç göbek çatlattın
ana parayı da uçurdun ‘helalinden’
kirli mi kirli işlere, daha ne

itibarsa itibar, korkma rahatla paşam
zedelenmez bu sendeki itibar, bu şan bu şeref
ister ağzından çıkar, ister kıçından
fırlat kör bağırsağının gazını
iyice eğil de gör nasıl yükselirmiş piç duvarlar
korkma, denize sıfırdır arazi
dikenli tellerle çevrili, güvenceli

mahalleler ayrıldı, yollar ayrı
fakir ayrı, zengin ayrı
dert bu dert ha gayret, ha gayret ağam
şu muhalefet de olmasa, imam da osurmaz
korkma ‘doğru yerde’dir herkes

yoksulmuş-açmış 'yerliler', kime ne
hastane, okul, fabrika… anlamaz ki 'onlar'
‘akıllanırlar’ ağam, ‘akıllanırlar’ paşam
vergileri kan olup döndüğünde geri

toprak kurşun geçirmez ağam durmayın
kurşun ekin dağlara su kurşunu geçirmez
paşam sınırını çizin cetvelle
‘ötesi’de sizin– ‘berisi’ de Fırat’ın
vur paşam, vur ağam, vur
vur ki dirilsin ölümüz
boşuna vermedim o ünvanı, o şanı şöhreti

bombala toprağı deşiyor paranız
yatlar, yalılarınız değil nasılsa
Harran Ovası'dır ‘satılık’
aman ha, amman
şafağın başıdır daha, kızıl şafağın başı
Ararat’ın zirvesidir görünen
gün doğar birazdan, gün doğar yine
zelal suları ışıldar ülkemin

(Adsız Fırtınalar Doğuyor)