Kurşun Asker Şiiri - Okyanus Baykal

Okyanus Baykal
4

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Kurşun Asker

KURŞUN ASKER

-1-

Umarsız karşıladılar...

Hâlbuki elleriyle oymuşlardı göğü

Seçmecilik kalımlı olacak, işlenip nakış nakış ilmeklenecekler

İlmik urganın tamamlanmış son düğümü

Döşe gömülmüş kurşun lekesi ya da

-düğün

Sehpada bir kaç nergis

Kurşundan da keskin kokar

Baruttan da kor

-közü,

Başucuma koyun üç karış öteme,

Ölüm olsun ama adı

İliklenecekleri yağmur şak! şak!

Kovanın deliği tıkalı; ya şakak!

Şafak kor, şafak kör

Pusulasız gemici bir de madenci kuşağı

Bilgi gizinde, değer tözünde

Paslı düğmelerini kıvırıp düşünecekler

Gereksiz durur, gereksiz yazar, gereksiz bulmaz susmayı

Fil oyunun da ezdirmeden fareyi

Ayaklarını sil paspasa

Onca egemen gücün çıkar mı olanca kiri?

Meziyet;

Eziyeti unutturmaksa

Delinen güvensizliğin rahatı kaçtı

Sınıflar ötelerde rahatsız

Rahibe çeker devrimci çakısını

Filozof kuşkusu duymadan

Yandaşlarım kurşun asker şimdi

Ölü boyası sürünmüş kurşun

Ruhları kurşun

Davulcu vurur yandan dünyaya

Eli ritim, bak-ma

Ehil olman istendi

Anarşist iskelet,

Parçalanmış bir kaç kemik

Doldurun aslan oldu kurşun

Durdurun asılı-gezmişi

İnan şimdi oksijen-siz asıl bunları çekin içinize

Nasılı demir-oksit de boğdular

Krom-san da işçi, hava kızılca kıyamet bitkin düştü ölüm

Bitine nasır ağ ördü makine

Köylerinde yirmilerin de üç gelin

Gelin kahpe oldu giden öyle

Askıda ki dölün, böleni şişti

-şişman

Neresi pişman

Pusu kuran başka şişman

Organik boğumların sorgucusu merkep

Parkenin parlak senfonisinde ki süngerci heyt!

Deliliğin delili çilingirci, çorbacı

Pijaması ve de tüy dökmüş kedisi

Bir de zamanı çelikle doldurduğu saati

Çelik gibi durduğu zemheri de

Çelik gibi işledi yiten kızı, donmuş yüzü

Yüzü yok karın, kararın, karnı tok itin

Bakkalın ekşiyen yüzüne de tükürürüm

Behey! yiğit yüz olmaz

Fabrikanın kara bacası yüz bulmaz

Bacısı, tüysüz delikanlısı tokluğu karnına yapıştırır da,

Yaslanır karadul yaslanır

Paslanır kında acı paslanır

Ve şişmanın eli kanlısı

Yüzükoyun yatar behey!

Kuytuda ağlar anan

Kor düşer yüz yaşına,

Yaşmağına kan

Kayıtlı yüz,

Kayıtsız yüz

Kurşun döktüler

Asker ettiler

İyi ettiler

Yok ettiler

Babasız çocuklar yürüyün yeşil vadiye

Yandaşlarım kurşun

Yandaşlarım asker

Boş verin düşleri, büyücünün gözleri kadar iri zaten

Biz yineden uyanalım

-2-

Yol notu gibi ölümü

Asıp gittiler

Açlıkla diktikleri peksimeti

Dayayıp son dilek niyetine ye!

Kırdıkları çeneler,

Hortum salınıp yıkanan midelere örnek olsun diye

Bir de yarılıp orta yerinden

Sehpaya kurşun gibi döküldü

Gri cerahatlerini, cerrah edasıyla pişirip pirzola niyetine...

Anlatan doktor olunca 'plesabolar' çarçabuk yutuldu

-unutuldu

Güzelim kan gölü

Ve kızıl gülü

Çekiçle adam etseler

Yol notunda

İğneliydi nedense ölüm

İçimdeki acıyı sardığım kızılca mendil, kızgın yumruk olup kavurdu avucumu

Sımsıkı tuttum,

Sımsıkı...

Babasız çocuklar yürüyün yeşil vadiye

Yandaşlarım kurşun

Yandaşlarım asker

Boş verin düşleri, büyücünün gözlerinde ki irini

Kini, kinini

Biz yeter ki uyanalım

Okyanus Baykal
Kayıt Tarihi : 2.3.2008 00:34:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Okyanus Baykal