Göğün kanatlarına kurulmuş nâhif kürsü
Çelikle dövülmüş sabrı sinesinde örsü
Hicran dolu günlerde inkîsâr ve gözyaşı
İnleyen bir ney gibiydi kürsüdeki başı
Yüksek bir dağın karlı zirvesindedir, sâki
Vahiyden almış ilhamını pişdar oysaki
Geçse de yıllar, bamtelinde hep kırık mızrap
Tanyerinde tek sancıdır mukaddes ızdırap
Bir çağ yangınıydı her kıtada yankılanan
Gönüllere nakşoldu, kürsüden gelen ferman.
Hisar'dan vurdu iman, çileli sinelere
Fatih'te şahlandı akıncı, mefkûrelere
Şadırvan'da diriliş, iman, cehd ve aksiyon
Üsküdar'da sonsuz nur'du nübüvvette vizyon
Minberden hala yankılanır mı mukaddes ses?
"Ya Ensar... kerreten kekerreten huneyn " mâ'kes!
Anadolu'da va'z; günahtan rahmete kaçış
Çamlıca da miracı kalbin, ufkâ uyanış
Çekirdekten çınara tohum hep perde perde
Mâziden nevbahara kalp zümrüt tepelerde
Bir sevda diyorduk, Afrika'da siyah bir renk
Yeni bir dünyada insanlar birbirine denk
Her renk, her ses, her nefes bir nağme hakikatte,
Yedi iklim dört bucakta ahenktir hilkatte
Bir yudum su bize kırık testiden ulaşan
Akıncı türküsüydü birden çağları aşan
Şimdi; mâziden yarına yürürken bükülmez bilek,
Zümrüt kürsüde nurdan gölgeler; mahşere dek.
Bir küheylan gibi sen baharı solukladın
Ümmetin süvarisi olarak kaldı yâdın
Hilâlin gölgesinde dirilir küheylanlar,
Nâmütenâhî huzur içinde uyuyanlar
Sâki: Mürşid i Kâmil
Pişdar : Komutan, kumandan
Fırat Çelik
23 Ekim 2024
Kayıt Tarihi : 8.11.2024 01:52:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!