Saat lazım bana
Altılıya zaman tutmaya
Akşamı hesaplamaya,
Ölüm için
Sık sık bakmayasaat lazım bana
Ölmek
Ölmeden önce birşeyler vermek
Ölmemek demek
Bırakmak demek
O sıcak günün ardından
Serin akşam rüzgarını
Umut kimi için
Kıyı görmeyen deniz
Kimi için
Ölümle sevişmek
Kimi için
Kıyasıya kavga,
Bu akşam bir şiir daha patlattım İstanbul'a
Bir de seni yaktım İstanbul'la
Sensiz ne yazlar geçti
Hep kışı özledim yıllarca
Çünkü her kış
Gömdüm acıları soğuğa...
Hoş bir kar başladı demin
Bir tanesi burnumun üstünde
Erimeyip inat ediyor,
Sanki erkeklik satıyor...
İmreniyor diğerleri ona,
Minik şey; tıpkı
Kimi elinde ardıç baston
Gözünde antika gözlük
Vermiş sırtını kapıya
BEKLER.
Hayatın eşiğinde...
Belki birazdan öleceğim
Ne olur taze bir soluk bana,
Biraz temiz hava,
Bülbül sesi,
Biraz kır kokusu,
Merhamet değil,
Serseri derler,gülüp geçerler
Bilmezlerki anlasınlar.
Mesela Rüstem,bizim mahalleli
Bir evi var kapısız,
Sokaklarda gezer ayakkabısız.
Bir de ''Garibi'' var,garibin...
Birdenbire doğruverdim,
Uykudan.
Elim hemen sigaraya gitti.
Kabustandır belki,
''İçmesem şu mereti''diye
Düşündüm.
Minicik ellere tutuşturulmuş
Gözyaşları
Yanlarında kırıntılarca sitemler
Büzüşmüş bir kaç umut...
Karalanmış güneşler,
Doldurmuş gökleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!