Çinliler esir edince Türkün yurdunu
Keder bastı kuzusunu kurdunu
Bir yiğit çıktı düşünmeden ardını
Kırk yiğidiyle bir gece ansızın
Yağmurlar altında girdiler çin sarayına
Meydan okudar mertçe alayına
Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Devamını Oku
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Ben de tarihimizin şanlı sayfalarında yerini almış bir destanı dile getirmiştim aşağıdaki şiirimde. Kutlamanın yanısıra teşekkürü de borç bilirim. Tam puanımla....
BİR YİĞİT GERİDE KALDI
Tepede kızgın güneş, bu yabancı illerde
Haçlının üzerine varıp, korku saldılar
“Allah, Allah” nidası gür seslerle dillerde
Kol bacak feda edip içlerine daldılar
Tam tepeledik derken uzaklardan yetişti
Takviyeler ansızın, hurra etti, kapıştı
Reis dedi “ bu itler yakamıza yapıştı”
Çarpışarak çekilip, taş köprüye geldiler
Koca Reis, koçlarla köprüyü geçiyordu
Haçlılarla arayı gitgide açıyordu
Gözler çelikten çakmak, alevler saçıyordu
Hırslarından kılıcı, sağa sola çaldılar
“Leventlerim karşıya, ha gayret tez varalım
Küffarın etrafını, gece çöksün saralım
Yaptıkları vahşetin hesabını soralım”
Derken gelen bir sesle, birden donup kaldılar
Bir koç yiğit kalmıştı çakallar arasında
Şimşek çaktı hepsinin gözünün karasında
Köprüyü inlettiler hücumun horasında
Sanki kopan fırtına, dağdan taşan seldiler
Bire karşı yüz kişi süren dövüşe koştu
Aslan gibi kükreyip, iman aşkıyla coştu
Savaşta helalleşip, tek tek toprağa düştü
On yiğit o gün orda, vatan için öldüler
Mücella Pakdemir
Türklüğün Destanı (I)
Kulağını ver bana, iyi dinle kandaşım
İnsanlık tanır bizi eştir tarihle yaşım
Ergenekon yolunda börteçine yoldaşım
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Orhun'da yazılıyım; sakayım ben Kurıkan
Kangalas en büyüğüm,ondan geri Baragan
Avarlar ülkesinde benim; o Bayan Kağan
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Ötüken’de Almıla, sevdasında Pars’ım ben
Dedem Korkut sazında; öze ait harsım ben
Can sağ iken düşmana, yurt vermeyen Kars’ım ben
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Avrupa’da Attila, Türkistan’da Batur’um
Kırım’da Gaspıralı, Semerkant’ da Timurum
Kerbelâ’da Hüseyin,Üç oklardan Salurum
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
İhanetin hasmıyım; kızgın çölde Fahrettin
Alp Erenler büyüğü Konya’daki Sadrettin
Hakikatin kapısı Buhara’da Bahattin
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Oğuz’un torunuyum, meşalem Bilge Kağan
Çağrı Bey’im, Tuğrul’um,Malazgirt’te Alp Arslan
Niğbolu’da Yıldırım, Kosova’da Murat Han
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Ayrı düştüm yoldaştan şakağımda kırağı
Elçi'yim Azeri'de, Resulzade çırağı
Turan ülküsü ile yakın ettim ırağı
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Balasagun’da Karluk; Trabzon’da Kuman’ım
Hilali burca diken Ulubatlı Hasan’ım
Bakü’de Nuri paşa, Pilevne’de Osman’ım
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Balat'ta Yahya Kaptan,Ankara'da Veli'yim
Rumeli'de Saltuk'um,Türk'ün yüce haliyim
Vatana kurban için al Kınalı Ali'yim
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Antep’de ben Şahin’im, Maraş’ da ki İmamım
Hünkârın dergâhında; dört kapı kırk makamım
Yirmi dört boyum ile, çok şükür tas tamamın
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Yaparlı’yım, Bayat’ım, Dodurga’yım Kızık’ım
Beğdilli, Bayındır’ım, Yuva’lıyım Kınık’ım
Kayı ile Avşar’a aş oldum ya anıkım
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Alayuntlu,Üreğim, Karkın’ım ben Büğdüz’üm
Çavuldurlu, Döğer’im Eymür’lüyüm gürbüzüm
Çepniyim, Peçenek’im Alkaevli Gündüz’üm
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Zulme karşı mazlumun yıkılmaz kalesiyim
Mertliğin dürüstlüğün vazgeçmez kölesiyim
Kafkasya efendisi yiğitlik beldesiyim
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Türk'ün kara bahtında unutulmaz destanım
Zıpka giyer çoşarım, esarete düşmanım
Mertlğin kitabında namı Topal Osman'ım
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Tüm cihan bilir beni, adaletin mührüyüm
Kıbrıs'ta Cengiz Topel, Edirne de Şükrü'yüm
Ezne'li Yahya Çavuş, Aytepe'li Bahri'yim
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Haksızlığa gürzüm ben, eğilmez kolay başım
Toroslar'da Yörük'üm, Erzurum'da Dadaş'ım
Tufanlardır sırdaşım, rüzgârdır arkadaşım
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Var mıdır hürriyetin benden başka hamisi
Şerife'yim cephede; sırtımda top mermisi
Zaferlerde okunmaz gayrinin esamisi
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Namert eli değmesin Türk’ün şanıdır hilâl
Türkoğlu’nun dileği Mevlâm vermesin zeval
Yoktur cihanda eşin Gazi Mustafa Kemal
Şükür olsun Rabbime; Türk olarak doğmuşum
O’nun verdiği güçle karanlığı boğmuşum
Videoyu yapan ve seslendiren:
Beyzade ERDEN
Dursun Elmas
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta