Kürkten örülü ömrüm değil;

sözler düşer ömrümüzün üstüne
kanatlanır gözleri şair bir kelebeğin
acımtrak koku sarar memleketimin semasını
GÖKKUŞAĞI;
kuşakları buluşturur maraton misali
ilkdefa gözler aynı noktada..
yürekler aynı menzilin yolcusu
kah efsane olacak bi tebessüm
kah nane-limona müptela bi yatalak hasta,
aynı düşlerin etrafında;
aynı çember oyununun oyuncusu..
içindeki renklerle tüm yürekler umut yolcusu
öyle sessiz sözler söyleyesim var ki kendime..
öylesi yamuk yumuk elbiseler çizmek istesem de...
hayat herşeyi dümdüz etmişken;
trende çöl hikayeleri dinlemek güzel de..
otobüslerin her koltuktaki mönitörlerinde filmleri seyretmek bohem,
bıraksan saçlarımı bari kuralsız tarasam
bıraksan gök/yüzünü bu gece fuşyaya boyasam
bıraksan avuçlarına iklimlerimden bir damla damlatsam..
bıraksan da...çay,simit ve peynirle..
eee...bide çayına üç şeker atsam! !
ve
öykülerimin,şiirlerimin hepsini dua diye fısıldasam.
kürkten örülü ömrüm değil; şeffaf mantomla öylece kalakalsam
hayat belkide sadece''sessizce bir türkü söylemektir''..
bir şiirin mısrasında erimek..
bir dua zerafetinde yürümektir
en önde
sadece kendinle
kendi kendine...

07.09.2014/pazar
02:36
...
..
.
Pın@r Ön@l@n