Vucumda ne inci ne de aspirin var
Kırk yılda kurduğun çilingir sofrasında
Beyaz peynirin yanına sokuşturulmuş acı soğandım.
Yetti bir yumruk
Başımla dizim arasına gömdüğüm kalbimi yırtmaya.
Öyle dağınık ki gece, çarşaftan yıldız silkeliyor uykucu
Tuz serp acının oyuğuna / kimsesiz çocukların evine kıvrılır bu sokak
Başkalarını jiletle kazıyıp, soydum etten canımı.
Kıstırılmış bir ciddiyetmiş, tüm becerdiklerim. Kasığını bitiştiriyor çil.
Umarsız yarın.dünden söylemediklerini fısıldıyor döndürerek bocurgatı
İsyan süzülüp, çığlıklar serpiliyor damalı karelerde.bu bir oyun aptal..ayağını Çizgiye sürt
Nasıl bir eğlence? uçsuz bir sahranın döşüne piramidi saklamak
Dünden gelip,düne çıkarmaktır yolun başını
Çocukluğu ana vatan saymaktır, iki kere iki dört eder gibi
Neresinde dört yazmıyor ki kitabın. her kitap dört sayfa.
Aklımın ayarlarıyla oynadım yok yere.
Zarlarla bohçalanmış bir kuru soğandım / cücüğü uskumru kaburgası
Bir avuç toprağa gömdüklerinde beni
Maceranın orada
Karanlık ve nemli toprak odalarda, taşı yastık yapıp
Bu aşkı doğuracağımı biliyordum
Efsane buydu..
Acıyla süslendim, duvağımı güneş lekeleri ilmekledi
Kar suları ağarttı.
Masandayım yar.
Mum bir ağladıkça, iki ağlıyor elinde ki
Gümüş balığı yaldızlı bıçak.
Şarap içini çekip seyrediyor birazdan başından çıkacaklara.
Edepli bir derviş edasında.Deniz panik yaratmaktan çok uzakta
Peynir huylanmadan bekliyor çatal yüreği.
Alışkın onun tarafından tırtıklanmaya..
Ya ben ey rüzgar / isli çırayla ferlenen karanlığı avutmak için
Kaç ayaz gece bekledik elimiz yürekte.
Kar yağdı hep..
Ezberimde ya gen şifrem..korkma uyanırım kar uykulardan
Acı soğanım ben
Cücük gibi
Saklarım göğü tırnaklarımda
Kayıt Tarihi : 10.10.2007 16:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (3)