KUREYŞ SURESİ
Adını birinci ayetten alır.
Mekkidir. Tasnif sırasında 106. Nüzul sırasında 29. Sıradadır.
Tin ve Fil Suresi ile bağlantısı.
Ticaret yoksa “Kureyş” yok. Onun için bu sureyi öyle anlamak lazım.
Konusu: Zımmen; ey Kâbe’nin ekmeğini yiyenler, Kâbe’nin Rabbine ihanet ediyorsunuz. Farkında mısınız?
“İlafın” iki kanadı var. Biri Mekke ile Yemen.
Diğeri Mekke ile Şam.
Güney, kışın kullanılan ticaret yolu.
Kuzey yazın kullanılan ticaret yolu.
Bu ikisi sayesinde bölge bir eli yağda bir eli balda müreffeh bir hayat sürüyor. Kâbe yoksa hiç biri yok. Ne ticaret ne de ilaf.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
1. Kureyşin birlik ve dirlik hakkı için.
İLAF: birlik ve dirlik. “Lam” ise hakkı için manalarına gelir.
Allah fil ordusunu helak etti ama buna Kureyş teşekkür bile etmedi. Aksine ihanet etti. Kâbe’yi putlarla doldurdu, boşaltacağına.
Ticareti farza çevirdi. Allah’ın hoş görmediği her şeyi yaptılar.
KUREYŞ: Deniz kenarından gelip Mekke’ye yerleşen manasına gelir demişler.
KRŞ kökünden gelirse kuruş toplayan, bir araya getiren demişler.
Normal şekilde ise FİİR BİN NALİL’in çocuklarına Kureyş denilmiş.
Cenâb-ı Hak bizzat Kureyş’in adını anarak, onlara ulaştırdığı nîmetlerini hatırlatarak onlardan Beytin Rabbine kulluk etmelerini istiyor.
Lâkin şu anda ne cahiliye dönemi Kureyş’i, nede Rasulullah dönemi Kureyş’i olmadığına göre öyleyse kıyamete kadar Rabbimizin bu hitabını kendilerine hitap kabul eden, bu kitabı kendilerine kitap kabul eden, bu sûreyi kendilerine sûre kabul eden insanlar da benzer konumlarda aynı emrin, aynı hitabın muhatabıdırlar.
Çünkü onlara gönderilen nîmetler şu anda da bize de gönderilmekte, bize de lütfedilmektedir.
“Lİ” Edatını Fil suresinin birinci ayetiyle ve son ayetiyle irtibatlandırabiliriz.
2. “İlâf” kelimesi “Elefe”den türemiş olup sevmek, sevilmek, sevdirmek, dağıldıktan sonra parçaları bir araya getirip toplamak anlamlarına gelmektedir. Türkçe’deki ülfet de bu anlamdadır.
İlafın açılımı; kış ve yaz yolculuğu. Birlik ve dirlik hakkına yapılan ticari seferler.
Başka hiçbir gelire sahip olmayan Mekke bu ilaf sayesinde çok daha rahat yaşıyorlardı.
3. İbadeti sadece Allah’a yapın.
Fil Vakasının hakkını yerine getirmediniz bari İlafın hakkı için, onun hatırına size burada hayat bahşeden Beytin Rabbine kulluk et.
Canlılardan zararı defetmek vacibtir; ama, menfaat temin etmeye gelince, bu vacib değildir" demiştir. İşte bu yüzden Cenâb-ı Hak, zararı savuşturma nimetini, Fîl Sûresi'nde; fayda temin etme nimetini ise bu sûrede açıklamıştır.
Cenâb-ı Hak bazan, kulunu kendisine nisbet ederek, "Ey kullarım..." der, bazan da, Kendisini kuluna nisbet ederek, "ilahınız..." buyurur. "Beyt" hususunda da böyle yapmıştır. Bazan, Kendisini Beyt'e nisbet etmiştir ki bu, buradaki ayetinde böyledir, bazan da, Beyt'î kendisine nisbet etmiş ve mesela, "Beytimi temizleyiniz" (Bakara, 125) buyurmuştur.
Müslümanlar oraya giderken aslında baba ocağına teşekkür için gider. Bir vefa borcudur.
4. O Allah açlığa rağmen doyurmuş ve korktuklarından da emin kılmıştı.
Mekke şartlarında açlık normaldir. Bitki yok, hayvancılık yok, ziraat yok. Böyle bir yerde tehlike her an açık.
Kale bile yapacak durumları yok. Bütün bu olumsuzluklara rağmen beytin Rabbi onları hem doyurdu hem emin kıldı. Öyle ki azgınlaştıkça azgınlaştılar. İBRAHİM 37 BAKARA 126
Sûrenin muhatabı dün Kureyş’ti ama şu anda bizleriz.
Kurey-ş’in sahip olduğu nîmetleri Allah verdi de şu anda bizimkileri biz kendimiz mi bulduk? Onlarınkileri veren Allah da, bizimkileri veren başkası mı?
Onlar açlıktan doyuruluyor ve tehlikelerden korunuyorlardı da biz doyurulup korunmuyor muyuz şu anda?
Onlara ticaret imkânları verildi de bize verilmedi mi? Şu anda bizler de kazanıp yaşamıyor muyuz?
Bütün bunları bize sağlayan Allah değil mi? Şu kullandığınız dünyayı yaratan, sizi yoktan var eden Allah değil mi?
Şimdi kastedilen Mekke'de oturanlar ve de dünyanın her tarafından Kabe’ye yönelenlerdir.
KUREYŞ SURESİNİ HAYATA TAŞIMAK
1. RABBİMİZİN BİZE BAHŞETTİĞİ KOLAYLIKLAR VE YAŞAMAMIZI DEVAM ETTİRMEMİZ İÇİN VERDİĞİ SONSUZ NİMETLER.
2. ENİMİZİ BİZE EMİN KILANA TEŞEKKÜR ETMEK.
3. KUREYŞİ DOYURDUĞU GİBİ BİZİ DE DOYURMASI.
Kayıt Tarihi : 21.3.2019 20:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!