BU ŞİİR, DÜNYA SAHNESİNDE HER GÜN İZLENEN BİR FİLMDEN ESİNLENİLEREK YAZILMIŞTIR. BU FİLMİN BİR AN ÖNCE VİZYONDAN
ÇIKARILMASI DİLEĞİ İLE
FİLİSTİNLİ ÇOCUKLARA İTHAF OLUNUR.
Silinir hafızalardan,
Nasılsa silinir bu filim de...
Lakin gitmiyor,gözlerimin önünden,
Hiç gitmiyor benim ilk perde...
Kurban edilen bir dine,
Çocuk görüntüleriyle başladı ilk sahne.
Hiç eksilip kesilmeyen çocuk çığlıklarıyla,
Kanı donsa da seyircinin,
Umurunda değildi yönetmenin.
Zavallı çocuklar;
Çoğu öksüz,
Okulsuz, önlüksüz!
Taşla, sapanla oynar,
Çünkü onurları gibi oyuncakları kırık...
Bir ısırıklık elma kalmış,
İçlerinde çocukluk.
Ve umutları patlamış balon gibi sınık.
En şanslısı, en umarsızı ve en korkusuzu bebekler.
Çünkü bilemez niçin yersiz yurtsuzdur,
Annesi neden kalmıştır genç yaşında dul.
Bilemez abla, neden hep boynu bükük;
Ağabey hep mahzundur! ..
Ne bilsin daha ana kuzusu,
Ancak bakar masum,
Bakar sağa sola melül melül...
Bir kasap,
Sallayarak elindeki satırı,
Kovalıyor Filistinde çocukları.
Tirtir titriyor ürkek güvercin yürekler,
Uçamıyor çoğu, çünkü tüysüz daha kanatları.
Yakalananların akıtılıyor al kanları…
Kapatınca gözlerimi,
Ölmüyor çocuklar;
Ama durmadan debeleniyor,
Ne duymak istiyorum bir ses
Ne görmek istiyorum bir eylem.
Daha sıkıyorum göz kapaklarımı,
Uçuyor,koşuyor gözlerimin önünden her nesne,
Nefes nefese kalıyor herkes.
Ama gitmiyor hiç kimse.
Hiç değilse çocuklar diri deyip rahatlayacak oluyorum,
İnadına büyüyor kara, ela badem gözler,
Durmadan büyüyor bebekler,
Yuvarlanıyor misket gibi yuvasında iri iri;
Sığmıyor sonunda aklarına.
Can dayanmıyor çocuk çığlıklarına,
Öyle tiz öyle acı...
Saplanıyor yüreklere tarifsiz bir sancı.
Kesiliyor çocuklar, kesilmiyor sesleri...
Ve buz kesilen kar gibi,
Göğsümde donuyor son nefesleri! ...
Dayanamayıp kapaklarını sıkıyorum gözlerimin,
Sıkıyorum boğazını sıkar gibi,
İnsan kasaplarının.
Kan oturuyor çanaklarına,
Lanet olası yine görüyorum:
Eksiliyor çocuklar;
Eksildikçe çocuklar artıyor cellâtlar.
Sırıtıyor elinde satırı sallarken her biri.
Kesiliyor ana kuzuları üçer beşer;
Ama kesilmiyor bir türlü feryatlar!
Kapatıyorum gözlerimi;
Ölmüyor çocuklar;
Ayağı kırık atlar gibi hep debeleniyor,
Ölmüyor, Filistinde debeleniyor çocuklar...
Açıyorum gözlerimi,
Boğazlanıyor, kimi sokakta, kimi okulda...
Kim boğazlıyor kimi?
Dünya görüyor, duyuyor, biliyor;
Ve bir film gibi seyrediyor,
Sadece seyrediyor...
Silinir hafızalardan bir süre sonra,
Nasılsa silinir bu filim de...
Lakin gitmiyor,gözlerimin önünden,
Hiç gitmiyor benim ilk perde...
Kayıt Tarihi : 10.1.2009 18:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Savaşın iç yüzünü anlatan çok şiir yazdım.Ancak Filistin o kadar mazlum, o kadar yalnız ki...Gürdüğü zulmü bir şiirle anlatamazdım.Anlatmadım da, Çünkü yaşanan acıları nasıl anlatırsanız anlatın,yetersiz kalırsınız..Bundan dolayı hiç yazmadım.Fakat bir büyüğümün yazdığı bir şiirin altına bir beşlik dökülüverdi kalemimden.Bu bir bedduaydı.Belki herkes okursa duamız tutar diye bu beşliği aldım sayfama. Sonra askıda kalır gibi oldu bedduam ve anlaşılır kılmak istedim başına bir mısra, bir mısra daha ekledim.Bir de baktım ki yazmak istemediğim konuda bir kaç şiir doğmuş.Yayınlayıp yayınlamama konusunda tereddüt ettim.Ve anlatılmaz vahşeti ve acıları sığ da olsa anlatan bu şiir serisini de yayınlamaya karar verdim.Bu serinin 4. şiiri oldu 'Yaralı Kuş 'la başlayan serinin son şiiri 'Oyun İçinde Oyunl'la tamamlandı. Diğer şirlerime de bir göz atarsanız sevinirim.Son Söz/Necip ZEYBEK
Belki, zamanla silinir hafızalardan bu film de,
Hiç gitmiyor ama benim,
Gözlerimin önünden ilk perde...
Kurban edilen bir dine,
Çocukların görüntüsüyle başladı ilk sahne.
Kanı donsa da seyircinin,
Umurunda değildi Yahudi’nin.
TÜM YORUMLAR (2)