Bir sabaha karşı Antep Gar'ında
Kollarım kelepçeli,gözlerimde nem
Ve ensemde bir demir soğuk mu soğuk
Ben; İdam mahkumu Antep'li Ahmet
Hayatımın ilk baharında...
Babam seferberlikte Yemen'e gitmiş,
Anam hâlâ yolunu gözler!
Dayımı kâfir Sakarya'da şehit etmiş
Ve yetim kalmışız bizler! ..
Şu dağlar,şu ovalar hep bizimmiş
Bir tahıl gelirmiş,bir tahıl gelirmiş ki deme gitsin,
Hem bizi beslermiş,hem köyümüzü,
Davarımız varmış sürü sürü
Kervanımız çekermiş yükümüzü.
Önce düşman basmış obayı,
Davarı da,deveyi de yemişler.
Sonra,eşkiya talan etmiş
Yetim malı,garip malı dememişler...
Anam,ancak bacımı kurtarabilmiş,
Köşe bucak saklamış onu.
Bacım öyle güzelmiş,öyle güzelmiş ki,
Hafif bir eğilse saçı yere değermiş.
Bir ana,bir oğul kaldık evde
Derdimiz pek yoktu ama, mutlu da sayılmazdık.
Bir tarla, bir de söğütlük aldım.
İşte ben, o yeşil yaprakların, mavi suyun kurbanıyım!
Hem öyle bir kurban ki; sırılsıklam sevdalıyım! ..
Zeynep'le orada tanıştık, orada bakıştık birbirimize
Ve bir sabah su içtim testisinden...
Yitik bütün sevgilerimi bulmuştum onda.
Bacım kadar temiz, bacım kadar güzeldi,
Yüzünü bağrıma yaslayıp 'seviyorum' demesi yok mu,
Vallahi bir ömre bedeldi! ..
Zaman koymayıp, yitirdik
El ele, diz dize, göz göze...
Anam zaten dünden razıydı.
Azığımı o getirirdi tarlaya,
Oturup yerdik kuru-yavan,
Mutluydum! Seviyor,seviliyordum ya!
Bir gün sancısı tuttu Zeynep'in,
Sarıp sarmalayıp şehre götürdüm.
Omuzumda şal yerine pamuk balyası,
Önümüzde iki öküz, altımızda sap arabası.
Doktor: 'Bir çocuğun olacak' dedi,
'Kız mı,erkek mi bilmem,
Yalnız burda adettir,
Bin beş yüzü vermeden, bu hastaya el sürmem.'
Oysa; yedi buçuk lira kadardı param
Ama; satardım evi, tarlayı, söğütlüğü hatta,
Öderdim parayı harmanda.
Doktor buna sadece güldü,
Oysa ben ne kadar samimi idim,ne kadar içtendim.
Sonra...
Zeynep'de, karnındaki de, doktor da öldü!
Hiç bir şeyin farkında değildim,
Ölümü bağrıma basıp, köyüme döndüm,
Kapandım anamın kucağına,
Delikanlılığıma, erkekliğime, yiğitliğime inat
Ağladım...Ağladım! ..
'Köyü jandarmalar bastı! Kaç Ahmet' dediler,
Kalkamadım o şefkat dolu kucaktan, kalkamazdım.
Sonra
Anamın da elleri okaşamaz oldu başımı
Ve enseme bir demir dayandı,
Kollarım arkamdan bağlandı...
Ne karakolda namuslu bir zabıt tutuldu,
Ne mahkemede konuşturdular!
Doktor' iki cana kıymıştı,
ellerim boğazında kaldı' diyemedim,
Anamı ben değil;
Jandarmanın bana attığı kurşun öldürmüştü.
Söyledim...Söyledim...
Söyledim ama dinletemedim!
NOT:Bu şiirin sahibinin kim olduğunu ancak yirmi yedi sene sonra öğrenebildim.Çok saygı duyduğum,kimliğimin oluşmasında büyük emeği olan değerli ağabeyim,dostum,gönüldaşım Necdet Sevinç'tir.
Dursun ElmasKayıt Tarihi : 7.1.2005 11:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)