Kurbağa Çobanı Şiiri - Sadi Atay

Sadi Atay
252

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Kurbağa Çobanı

Kurbağa çobanlığı, zor zanaat, be yeğenim!
Sağa, sola dağıtmadan zıpırları,
Kurda, kuşa kaptırmadan,
İte, çakala dalatmadan,
Göle inen uzun patikayı katedeceksin,
Daha tan ağarmadan;
İlk sabahtan.

Kan, ter içinde göle kavuştuğunda
Şöyle, derin bir oh çekeceğini sanıyorsan,
Avucunu yalarsın, yeğenim!
Yok, işin çoktur daha
Devam çobanlığa;
Tembel kurbağalara, böcek avlayacaksın.
Haylaz kurbağalara, haylayacaksın…
Tetikte olacaksın hep;
Gözünü kırpmayacaksın…
Ve ağır olacak gölgen, gölde.
Ki gölün açgözlüleri, kudretini sezecek.
Göle, aksin vurduğu an
Balıklar, gerisin gerisin yüzecek.
Apar topar düğecek cırnaklarını, yengeçler.
Yılanlar, gözle kaş arasında tüyecek…

Ama en zoru da eve dönüş vaktidir;
“Çoban mısın, hoyuk musun?”
İşte, o dem belli olur yeğenim.
Yani yaman öttüreceksin, kavalı.
Kavalın deliklerinde, mahir gezinecek, parmakların.
Çünkü ancak kavaldan çıkan ezgiye bindirip,
Öyle eve götürebilirsin
Çimmeye doymaz, bu zıpırları.

Sabahki dikkat ve meşakkatin aynıyla,
Aynı patikayı, bir daha arşınlayıp
Noksansız, ziyansız eve vasıl olunca
Yeğnilir, omzundaki yük.
Ama ne zaman ki
Her bir kurbağayı da
Kendi zikkesine örklersin,
İşte o zaman, derin bir oh çekersin.

Şimdi bir daha
“Kurbağa çobanlığı, zor zanaat, be yeğenim!”
Diyerek, şiire devam edeceğim ya
Farkındayım yeğenim,
Ha patladın ha patlayacaksın da sen,
Sormaya ar ediyorsun.
Diyeceksin, “Kurbağaya, çoban ne gerek?”
Haklısın.
“Akıllı adam işi, değil bu iş!” diyeceksin
Yine haklısın.
Şu şair emmini, zemm etsen de haklısın.
Deli desen de haklısın.
Anla; izahı müşküldür bu işin.
Yeğenim, sabret hele!
Hele şiirin sonunu bekle!
Olur ya bana hak verirsin…
Şimdilik “Gönül işidir.” deyiverelim gitsin.

Nerde kalmıştık?
Hah!
Kurbağa çobanlığı, zor zanaat, be yeğenim!
Zordur zor olmasına da
Hani, önüne üç tosbağa katsan,
Gütmeye güç yetiremeyenler,
Dil uzatır ya senin çobanlığına.
Daha kurbağayla, tosbağanın farkını bilmeyenler,
Beyninin terine, dudak büker,
Gönlünün nuruna, burun kıvırır ya;
İşte, bunları sineye çekmek,
Tebessüm edip de geçmek,
Daha da zordur.

Şairlik, zor zanaat, be yeğenim!
Öteki adı, “Kurbağa çobanlığıdır.” deyiverelim gitsin.
Kelimelerin, her biri ayrı bir zıpır.
“Kelimeler, kurbağalarla birdir.” deyiverelim gitsin…

İşte, burası şiirin sonudur, yeğenim!
Artık, aklındaki sorular, silinsin.
Örkledik bak, her bir zıpırı kendi zikkesine.
Şimdi, derin bir oh çekiverelim gitsin.

04.04.2021

Sadi Atay
Kayıt Tarihi : 4.4.2021 22:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Sadi Atay