Kuran İle Diyalog Dokuz

Yunus Öztürk 1
174

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Kuran İle Diyalog Dokuz

& Haç &

Yaşamak için gereklir görür duyar olmak
Onun için şart yüksek insanları tanımak
Aksi takdirde mümkün değil Kuran'ı bilmek
Hazreti Muhhammed'i anlayıp kavramak

Kolay mı giden gezegenlerin hızını ölçmek
Bir birine uzaklığını milimle bilmek
Güneş'in ay'ın tutulma sırlarını çözmek
Ne zaman nerde tutulur saniye ile bilmek

Diferansiyel ile Entegrali bulmak
Evrenin tüm sırlarını tartışmasız çözmek
Bilimi inkâr edemez en geri zihniyet
Newton'a indirildi nice sır ayet ayet

Geleceği onun gördüğü edildi ispat
Geleceği tek tanrı bilircilere inat

Dini doğrulamaz en ileri medeniyet
Kuran inkâr edilmezdi anlaşılsaydı şayet

Anlaşılması için onu dinlemek gerek
Anlamadıklarımızı sorgtulamamız gerek
Onun dokunulmazlığını kaldırmak gerek
Mümkün değil onu aciz duruma düşürmek

Sel olsan yürüyen dağ olur gelir üstüne
Bir damla su olursun avucunun içinde

Pek güvenen kalmamış günümüzde Kuran'a
Aciz kalır diye pek güvenen yok dinine
Tüm dünya bir olsa üstün gelemez Kuran'a
Aciz insan elinde düşer o aciz duruma

Girmiş yobazlar bilim adamı kılığına
Kalp diyorlar Kuran'ın beyin bildirdiğine
Beyinleri alıp koymuşlar kalbin yerine
İnancı doldurmuşlar kafalarının içine

Ayaklar baş olmuş dolaşırlar içimizde
Başlar da ayak olmuş geziyor altımızda
Akıl olmaz akılsızların seçtiğinde
Akıl baştadır gelişmiş çağdaş ülkelerde

Akıl göğüstedir geri kalmış ülkelerde
Kuran'da tutsak olmuştur onların elinde

Her şey açık Haç Sûresi ayet kırk altıda
Beden gözleri görür duyar kulakları da
Bedenlere değildir Kuran'ın isyanıysa
Söz konusu değildir göğsündeki kalbi de

Eskiler göğsün içinde sanırdı aklı
Bize tanıklık eder Homero'un destanı

İsyanı insanın kafasındaki beynine
Oradaki aklın sağırlığına körlüğüne
Bir başka deyişle bedensiz ruh halimize
Bedene ait tek söz yok o sözün içinde

Alın da bir inceleyin Yaratan aşkına
Bakın ne işler açılmış Kuran'ın başına
Diyanet Vakfının bakın altı âlimine
İkibin sekiz yılı Ankara meâline

Söz ederler göğüs içinde düşünen kalpten
Nedir bundan daha acı vahim olan
Ulamalar söz ediyor düşünen kalplerden
Böyle şey duyulmaz bilimden ve kör cahilden

Bu sözlerim Haç suresi ayet kırk altıdan
Yanlış anlamışsam aydınlatsın aydınlanan

& Rahmân &

Biz ne demişiz Rahman suresi ayet beşte
Güneş'le Ay'ın hareketinin var hesabı
Newton tarafından doğrulandı doğruluğu
Bilim ile dinin hiç olmadı çeliştiği

Bu olay taşımakta mucize niteliği
Yaşanan sahte dininle bilimin düşmanlığı

& İnsan &

Dünyamızın en bilgeler bilgesidir Kuran
İnsanlara öğüt verin Hak yolu gösteren
Batıl yolları kapatıp ona engel olan
İyiler değil kötülerdir Kuran'ı yoran

Ol hakkı batıldan aklı inançtan ayıran
Aradaki farkı görür azacık düşünen
Allah kimseyi mahrum etmemiş o yetiden
Hayvanlarda dahi yok kötülüğü bilmeyen

Yalancıdırlar inanılmaza inananlar
Kuran'ın verdiği misali gerçek diyenler
Verilen öğütten ders almayıp sapıtanlar
Apaçık gerçeklere bakmaktan kaçınanlar

İnanıyoruz dediklerine inanmazlar
İnananlar gittiği yoldan geri dönmezler
Gerçeği görüp bilenler bir şeyden korkmazlar
Görmedikleri şeyi gerçek kabul etmezler

Kuran'daki cesaret yoktur yıldırımlarda
Hangi soruna yanıt alamadın sordun da
Haktan daha güçlü olan yine haktır onda
Hata sende batılı aydınlatamadınsa

Dünya bir olsa ulaşamaz ondaki güce
Kim öyle olmak istemez gücüne güvense
Yalancı peygamber çıkar bazen pazara
Sonra dünyaya oluverirler maskara

Kura'da kesin görünmekte Tanrının gücü
Her insanın içinde var iyi ile kötü
Görebilenler görür Kuran'da aynı şeyi
İyiye kötüye gösterir o doğru yolu

Bu savımızı doğruluyor İnsan suresi
Kolay değildir ayet üçte görmek o şeyi

Şüphesiz der insana doğru yolu gösterdik
İster şükredici olsun isterse nankörlük

& Zilzâl &

Rabbin bin bir çeşit yasası vardır bilimde
Onlara benzer kanunları da var Kuran'da
İşimizi kolay kılar misaller bilim'le
Bilime benzer yasayı görelim Kuran'da

İki farklı cisim birbiriyle çarpışırsa
İkisi de eş kuvvet uygular zıt yönde
Bunu anlatır bazıları başka şekilde
Her etkiye zıt yönde doğar eşit tepkime

Maddi yasaların benzeri görünür Kuran'da
O mananın maddesidir kavranır akılla

Kimler zerre miktarı hayıra çevirmişse
Kimler zerre miktar ile şer işlemiş ise
Aynı karşılığı alacak her ikisi de
Hayıra Hayır şerre şer maddenin aksine

Açıktır bu Zilzâl'in son iki ayetinde

&Bakara &

Bakarada var iki yüz seksen altı ayet
Surenin önemini anlatmaya yok hacet
Akıl ile inancın sırları çözülecek
Anlamak isteyenlerse etmelidir gayret

Dünyanın diğer yüzü Kuran'da anlatılan
Kuran'ı anlar verilen misâli kavrayan
Her şeyi Allah bilir der çıkar anlamayan
Nedir denizle karadaki yaşamı bölen

Karada yaşayamaz denizin canlıları
Denize dalamaz karanın hayvanları

Karayı uzayı bilmez deniz canlıları
Denizi uzayı bilirken kara hayvanı
Kara aklı temsil eder sularsa inancı
Karalardadır aklın inanca üstünlüğü

Doğrudur sudakilerin görüp duydukları
Gerçektir karadakilerin anlattıkları

Kuranın'da vardır buna benzer bir misali
Çoban temsil eder aklı koyunlar inancı
Koyun gibidir Rabbi görmeyenlerin hâli
Koyun çobanı dinler gibi dinler Kuran'ı

Onlar sağır kör ve dilsizlere benzetilir
Bizlere düşünemedikleri bildirilir
Onlar için akıl sahibi değil denilir
Onlarda akıl arayan onlardan beterdir

Ayet yüz yetmiş biri inceleyenler görür
O ayetin bizlere dedikleri de budur

Herkes inanır görmek pek de kolay değildir
Peygamberler dahi körlüğe dâhil edilir
Bu hususta bir değil pek çok ayet bilinir
Ayet iki yüz altmış buna tek bir örnektir

O ayette İbrahim Allah'a yalvarır
Ölünün tekrar dirilişini görmek ister
Allah ona inanmıyor musun diye sorar
İnanıyorum der de sözüne devam eder

Aklımda görüp o da buna inanmak ister
Bir başka deyişle mutmâin olmadım der

Göründüğü gibi akıl başka insan başka
Her zaman olmayabilirler aynı görüşte

Akıl inanmıyor insanlar inansa da
Aklını mutmâin etmek İbrahim'in arzusuda

Akıl inanmıyor insanlar inansa da
İnancı hâkim olmaktadır aksi insana
Yok gerçeği görecek göz duyacak kulak da
Öylelere kalmış anlaşılmamış Kuran da

İnanan var aklının gördüğü kati gerçeğe
Akıl hâkim olmakta böyle insanlara
Onlara düşer kuranı yerden kaldırmakta
Kaldırarak güneşin ellerine vermek de

Biz inanabilir aklı inandıramayız
Ya aklımız inanır bizler inanamayız
Bazen aynı fikirleri paylaşabiliriz
Açık ki biz akıl ile aynı şey değiliz

Bu konu irdelenmektedir ilk ayetlerde
Aklı inanmıyor inansalar inansalar da
Bu yüzden rastlarız hep yarım Müslümanlara
Bin dört yüz yıldır rastlamadık tam olanına

Savunan tek kişi var Kuran'ı ölümüne
Kimse susturamaz onu çıkıp karşısına

Tam Müslüman'ın da yapmalıyız tarifini
Gerçekleri hem kendisi görmeli hem aklı
Bilim ile vicdanı doğrulamalı onu
Hem gözleri şahit olmalı hem kulakları

Bilim insanları bilimin halkalarında
Rastlayanlar var mı Muhhammed'in ardılına
Kuranı yücelttiğini sanır alçatan da
Şansa yüceltmektedirler onu yüceltenler de

Günde iki kez doğru söyler bozuk saatler
Aynı şeyi yapar bilimle dinde yobazlar

Hastalıkları teshiş edilmiş ayet onda
Çağımızın tıpbı belki yetişir yakında
Hiç gerek yok ruhu bilmsel araştırmaya
Ulaşmış olur söylenen sözü anlamakla

İnsanlar olursa bilimsel bigiden uzak
Onları beklemektedir bin bir çeşit tuzak
Beyini doldurur bedensel göz bedensel kulak
Etrafta duyduğunu gördüğünü alarak

İmkânsızdır bir daha öyleyi adam etmek
Yetiştirdikleri insanları da düzeltmek

Bakara suresindedir doğrulayan ayet
Yetmiş sekiz derki insanlar zandan ibaret

Nedir insanları zan eden buna dikkat et
Başka tür geçilmez burada bulunan sırat

Hiç güvenilir değil insanların inancı
Hiç işe yaramamış Musa'nın mucizesi
Yetmiş halkından kısa bir süre ayrılması
Tanrı ile görüşmek için Tûr'a çıkması

Altınları eriterek buzağı yapmışlar
Rab diye yaptıkları buzağıya tapmışlar

Bunu der doksan iki doksan üçteki ayet
O aklın değil inancın Tanrısı dikkat et

Hani denizi bölmüştü Musanın asası
Hani sularda boğmuştu Firavun Ramsesi
Kayalardan akar yapmış on iki çeşmeyi
Kızgın çöllerde göklerden gelirmiş yemeği

Bu mucizeleri yaşayanlar ne yapmışlar

Altınları eriterek buzağı yapmışlar
Rab diye yaptıkları buzağıya tapmışlar

Allah bilir inançlının inanmadığını
Söyler insanları imtihan ettiğini
Söylemekte insanın sınıfta kaldığını
Anlatmakta imtihanın olup bittiğini

Okuyun Taha suresi seksen beşi
Olmuş mu Allah'ı kandırabilen inançlı

Söyler Samiri'nin onları sapıttığını
Kanıtlar insanların Rabbi terk ettiğini

Yüz otuz altı der hak dinin bir olduğunu
Yüz otuzla yüz otuz iki destekler onu

Hak yoldakileri aynı görür altmış iki
Dinler aynıdır yolları Hak olsun yeterki

Hakka inanıp hiç şüphesiz iman edenler
Hak yolda yürüyüp hayırlı işler yapanlar
Hangi dinde olursa olsun cennetliktirler

Aklın ve inancın cennetle yoktur ilgisi
Hak yolda olmasa hepsi boylar cehennemi
Yolların en çetinidir inananların yolu
Yoktur onların duyan kulağı gören gözü

Ayetlere baksın görmek isteyen gerçeği
Hiç bir dinin yok bir başka dine üstünlüğü

Kuran'ı Kuran yapan Kuran'ın büyüklüğü
Onu dibe vurdurdu müslüman'ın yokluğu
Yerden kalkıp alacak o gökteki yerini
Kimse indiremeyecek yere o güneşi

İnsanlar başka şeydir akıl ise bambaşka
Akıl vardı dünyada insanlar hiç yokken de

Onda eksilme olmaz bir tek insan kalsa da
Çoğalmada olmaz dünya insanla dolsa da

Bizler yaşlanmayız beden yaşlanır biliriz
Bizler ölümsüz varlığız beden de değiliz
Nedir diye sorarsanız eğer deliliniz
Rab hiç bir şeyi yanıltmaz budur güvencemiz

İçinizde yok mu tekrar dirilme hissiniz
O hissi Allah koymuştur bunu bilesiniz

Sanmayın bilm insanları bilimi bulur
Onlara gerçek bilgi gerçek âlemden gelir

Akıl savlarını kanıtlar bize gösterir
Kanıtları inkâr edilebilir değildir
İnsan kendi varlığından şüphe edebilir
Bilimile teknik şüphe götürür değildir

İnancın en büyük düşmanı olmuştur Kuran
Düşman olmasına yeterde artar tek neden
Pek çoktur kendini Allah sanıp Allh bilen
Çok batıllar gördüm Enel Hak diye bağıran

Kendine laf söyletmez kendini öyle bilen
Öyleler olmuş şimdi Kuran'ı yorumlayan
İnsana ulaşır gerçek şeytanı arayan
Şeytandır onları Enel Hak diye bağırtan

Çocuklar nasıl inanırsa ailesine
Akıl ile görüp anlayıp kavramasa da
Sonsuzkere sonsuz inanır İbrahim Rabbe
Aklı ile görüp anlayıp kavramasa da

Akıl kesin gözüyle bakmaz hiçbir şeye
Şüphe taşır o en emin olduğundan bile
O yüzden sordu İbrahim dirilmeyi Rabbe
O da yanıtladı tam Müslüman olsun diye

Demek Rabbe inanmaz peygamberin aklı da
İnansa Allah'a sormazdı merak edipte

Surede şudur varılacak en iyi olgu

Akla üstün tutan batıl kişidir inancı
Her şeye şüpheyle yaklaşır bilim insanı
Şuna şüpeyle bakmaz mı inançlının aklı
Hangi insan görmüş her yerde olan Allah'ı

& Enfâl &

Muhammed'in peygamberliğinin var kanıtı
Anlayıp kavrayanın kalmaz zerre kuşkusau
Enfâl bulutsuz göklerde gösterir güneşi
Gör ayet yedi sekizde çözülen düğümü

Gerçekleşmeden plânı yapılmış her olayn
Bozulması mümkün değil Rabbin düzeninin

Bir çok görevi vardr her dağın her geçitin
Gerçek görevi açıktır Termoplain'in

Engel konulmalıydı önüne kötülerin
Oraya geleceği bilinirdi Perslerin
Mucizedir o yerde eseri depremlerin
Fili yediği yerdir orası karıncanın

Peygamber Muhammed'le nedir dersen ilgisi
Peygamber içinde vardır Rabbin mucizesi

Müslümanlar beklerken Kureyş'in kervanını
Karşılarında buluverdiler ordusunu
Kuran söylüyor bunu Allah'ın bildiğini
Her şeyin olmadan önce tasarlandığını

Susuz çölde neden o gün yağmur yağdığını
Onun müslümanlara bereket olduğunu
Düşmanların ise felaketi olduğunu
Bu da Peygamber oluşunun başka kanıtı

İnananlar kanıtlayamaz inandığını
Kanıtlamak için kullanmalıdır aklını
Gerçek olan akıldır o dinler kendisini
Hiçliği yaşarız eğe dinlersek inancı

Kimse sanmasın Rabbin işinin bittiğini
Evreni kendi kaderine terk ettiğini

& Ali İmran &

Açıktan da açıktır Kuran'ın Hak olduğu
Aynı açıklıkta Muhhammed'in Elçilği
Gerçek bilimden alanlar en yüksek payeyi
O zirvelerden bakanlar görür bu gerçekleri

Bilinmektedir Marie Curie elementi
Milyonda bir o cevherde radyum oranı

Marie toplardı onda radyoaktif elementi
Onlara o zayıf peri ışınları derdi
O karanlığı aydınlatır hem ısıtırdı
Marie'dir çözen ondaki gizemli sırları

Ali İmran ayet yedi yapar aynı şeyi

O ayet anlatmaktadır gerçek Müslüman'ı
Vurgulamaktadır aklı selim insanları

Gerçeği onların görüp kavradıklarını
Bilimde en büyük payeyi aldıklarını
Cahillerin gerçeği göremediklerini
Söyler Kuran'ı sapıtıp yalanladıklarını

Bilge bilir Kuran'ın Allah'tan geldiğini
Bilimsel yasalar gibi işlediğini

Samimi insanlar da inanır aynı şeye
Onlar gerçek müslüman'dır bir şey bilmese de

Açıkca Kuran onlara şunu söylemekte
Gücünden fazla yük yüklemez Allah kimseye

Geçerli değil gücü olup kullanmayana
Akıllı olupta aklını işletmeyene
Nasıl bilerek işlenen suç af olmuyorsa
Güçsüz sayılmaz gücü olup kullanmayanda

Ayet seksen dörtte açıktır tek din olduğu
Anlayanların tüm Peygamberlere uyduğu
Eş deyişle Hak olan doğru yolu seçtiği
Hiç bir dini diğerinden üstün görmediği

Ayet yüz elli üçte inananların hali
Nasıl Musa'yı terk etmişse inananları
Muhammed'i de bırakıp kaçmış öyleleri
Eleştirilmektedir orada uhut savaşı

Bu gün kimse gösteremez o hoşgörüyü
Gösterse olmaz Kuran'ın anlaşılmaz yeri

Müslüman mıdır inanarak Müslüman olan
Peygamberi dinlemedi Peygamberi duyan
Hepsi kaçıştı olmadı geri dönüp bakan
Müslüman mıdır peygamberi bırakıp giden

Nedir kaçanlara Peygamberi terk ettiren
Hiçbir şeyden kokmaz Alla'ı yanında gören
İnananlar özde değil sözde Müslüman
Tek Harun'du kardeşi Musa'yı terk etmeyen

İnançlılardı altından buzağıya tapan

Biraz sonra cevap versin cevap veremeyen
Şu olay kararsızları kurtaracak olan
Misal veririm isteyen anlar yorulmadan
O dikkatleri de toplamaktadır dağılan

Bir zamanlar dünya yürümüştü Türkün Yurduna
Göğüs göğüse çarpışıldı Çanakkale de
Gerçek müslüman vardı dünyanın karşısında
Atatürkte yanan ışık geçmiş ordusuna

Süngü takıp çarpıştı mermileri tükenen
Cennet yada memleketti onlardaki özlem

Atatürk benim her emrim dinlenir demekte
Yapılmayacak söler olamaz der dilimde
Sahipti on dokuzun katlarının sırrına
O sırlar yıktı dünyayı düşmanın başına

Bakın insanlığa bıraktığı mirasına
Var olan var mıdır akıldan bilimden üste

Eğer bir zerrecik hak bulunsaydı inançta
Muhhammed'i dinlerlerdi Uhut Savaşında
Kaçmalarında yok zerre haklılıkları da
Bu yüzden ağırdır Kuran'ın söyledikleri de

Bu konuyu da bitirelim başka bir sırla
İnanç körse yıkılır Peygamber ordusu da

& Haşr &

Olmakla olmamanın sırrı Haşr suresinde
Çoğu insan yoktur var olduğunu sansa da

Çoğu insan inanır şeytanın bildiğine
Şahit olan varmı şu gerçeği duyduğuna

Onu kimse söylemez çünkü gelmez işne

Şeytandır insana batıl yolu hatırlatan
İnsandır onun hatırlattığı yoldan giden

Şeytan uzak durur kötü yola sapmaktan
Batıla gitmez korkar âlemlerin Rabbinden

Cehenneme gidermi batıl yolda gitmeyen

Ayet on altıya baksın bana inanmayan
Şeytan cennete gider çoğu insandan evvel

& Cuma &

İnanmayı kim Müslümanlara mubah kılan
İnanmaya en ağır darbeyi vurur Kuran
İnananlardır Peygamber'i bırakıp giden
En ufak çıkar için dinini yere atan

Onlar Kuran'ı asla anlayıp kavrayamaz
Kuran da o zavallılara yük yükleyemez
Kuran'ın yükü ağırdır onlar kaldıramaz
Onu eğlence edeler altına giremez

Gerçek olan beden gözü kulağı olsaydı
Dünyada cahil insan bulmak çok zor olurdu
Bilinir herkesin hem gördüğü hem duyduğu
O zaman çalışmanın da anlamı olmazdı

Bunları çok çok açık söyler Cuma suresi
Eşeğe benzetir ayet beşte okumayanı
Eşek olmasa âlim olur kütüphaneci
Aynı eşek gibidir okumayanın hali

Uhut savaşı esnasında kaçtı inanan
Duymazdan geldi Peygamberin sesini duyan
Olabilir denir onlarda can korkusu var
Onlardı camiden kervanı duyunca çıkan

Ayet on birde veriliyor nihai karar
İnananlar ticaret görünce ona koşar
Eğlence gördüklerinde eğlenceye dalar
Böylelere bile Kuran hoşgörüyle bakar

O zaman pek de yoktu Peygamberi anlayan
O zamanlarda çok azdı aklı sağlam olan
Karşısına dikiliyordu her aklı biten
Gidince daha olmadı aklına yetişen

Var olan dindir Kuran'ın desteklediği
Söylenmiyor Kuran'ın yeni bir din olduğu
Tek Hak dindir o genlerimizin getirdiği
Kesinlikle tartışılmaz evrenselliği

Ayet üçte budur Kuran'ın açık dediği
Açık tüm insanların Peygamberi olduğu

Yunus Öztürk 1
Kayıt Tarihi : 30.8.2012 00:29:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yunus Öztürk 1