& Kasas &
Olaylar ve hikayeler Kasas'ın manası
Anlatılır insanların neler konuştuğu
Anlatılmaz her olayların gerçek olduğu
Söylenir geçmişin geleceğe taşındığı
Açık kimi olayların hikâye olduğu
Kiminin gerçek kiminin uydurma olduğu
Tartışılabilir doğruluğu yanlışlığı
Birçoğunun da apaçıktır masal olduğu
Kuran tüm insanlara öğüt veren öğütçü
Onlara en uygun doğru yolu gösterici
Kötülükten arındırıcı sakındırıcı
Doğruya götüren yolları mubah bilici
Doğrudur anlatılan şeylerin doğruluğu
Söylenir kuşların orduları taşladığı
Bu sözler söylemez onun gerçek olduğunu
Gerçek olan şudur yazılıp konuşulduğu
Bilim ortaya çıkarır her türlü gerçeği
Nerde atılan taşlar ölenlerin kemiği
Benzer bir olayın olamaz bir tek tanığı
Nasıl düşünülür Tanrının taraflılığı
Hangi yetilere sahipse insanın beyni
İnsan gibi düşünebilirsiniz Kuranı
Her çeşit manayı taşır insanların sözü
Aynı şeyleri söylemekte Kuran'ın dili
Doğru olmaz Kuran'ı başka türlü düşünmek
O yüzden mümkün olmadı doğrusunu bilmek
Musa'yı ölümden kurtardı bindiği sepet
Harun'u kurtaran neydi kanıtlamak gerek
Herkes duyar hayvanların kuşların sesini
Hiç kimse anlamaz onların ne dediğini
Kuran savunur bilimin gerçekliliğini
Ayetleri ile giderir tüm kuşkularnı
Her ayetin var başka surede eş ayeti
İşte o'dur ap açık oluşunun ispatı
Benzer ayetler hafifleten onun yükünü
Her şey ap açık hiç yok tutarsızlığı
Neml ayet on beşin Kasas on dört de delili
Bak nasıl savunur bilimin üstünlüğü
Musa'yı yiğitlik çağında ödüllendirdik
Olgunlaşınca ona ilim ve hikmet verdik
Davud'a ve Süleyman'a da aynını yaptık
Onları Rablerine hamd ederlerken gördük
Diğer mümin kullardan onları üstün kıldık
Güzel insanları güzel mükâfatlandırdık
Cennetlik olmak için şart değildir inanmak
Bilimciler de gider anlayıp kavrayarak
Allah güvence vermektedir ayet yedide
Musa'nın annesidir güvence verdiği de
Birebir diyalogdadır Allah onun ile
O güvence ile bırakıldı Musa nehre
Vaadini yerine getirir ayet on üçte
Gören gözler gerçekleri böyle görür işte
Kuran demek Allahtan gelen hak söz demektir
Tevrat Zebur İncil ve Kuran bir tek kitaptır
Onlar birbirinden ayrı kitaplar deiğldir
Ayrı ayrı peygamberlere inmişte değildir
O İbrahim'den günümüze gelen öğütlerdir
Doğruluğunun Tasdikcisi de Muhammed'dir
Kuran'ı yeni din sanır insanların çoğu
Ne Arabçasını anlar ne kendi dilini
Ya kuran'ı duymuştur ya görmüştür yüzünü
Kuran'ın yüzünü gören göremez içini
Bilmez İbrahim'in dinidir Muhammed'inki
Tevrat İncil Zebur Muhammed'in kitabı
Kuran Kutsal kitapların tamamının adı
Kasas elli üçle elli dört kesin kanıtı
Kuran'dan önce hak kitap verilenler
O kitaplara inanıp da iman edenler
Kötülükleri iyilikle savuşturanlar
Sabredip Allah'ın rızasını kazanandılar
Kuran için Allahtan gelen rahmet diyenler
Biz kuran'dan önce de müslüman'dık dediler
Doğruluk ve adalet içinde yaşadılar
Öyleler mükâffatını ikiye katladılar
Onlar müslümanlığı iki yerden aldılar
Müslüman iken tekrar müslüman oldular
Kulakları duyuyorken gözle de gördüler
Üçe katlarlardı akılla da kavrasalar
Gerçek müslümanları müslüman bilmez cahil
Kendi dinli onları dinsiz sanır cahil
Onlara Kasas suresi elli dört kâfidir
Kâfir sandıkları Kuran için Müslüman'dır
Bilimle beraberken büyüleyici sırlar
Cahil onu Karun'un zenginliğinde arar
Onları oyalar boş istemler boş arzular
Ayet yetmiş dokuz seksen son hatırlatmalar
Dünya nimetinden üstün der manevi nimet
Bunu görüp kavrar kime verilmişse hikmet
& İsra &
İsra suresi dörtten yediye tam bilimsel
İsrail halkından söz etmektedir tarihsel
Söz etmektedir iki büyük felaketinden
Gerçeği görür tarihi doğru bilebilen
İlki milattan önce beşyüz seksen yedi de
Babil kralı Kudüs'ü işgal ettiğinde
Babil Kralıdır o vakit Nabukadnezar
Davud ailesinin yurdunu işgal eder
Davud soyunun'sa son varisi Sidikya'dır
Gördüğü zulümler dayanılır cins değildir
Çocukları gözlerinin önünde öldürülür
Sonra Sidikya'nın gözleri de kör edilir
Tahta çıkmak Davut soyuna yasak edilir
Halkı Mısır ve Babil'e sürgün gönderilir
Sebep her şeyin sahibi İsraillilerdir
Güya İsrailliler Rabbin evlatlarıdır
Diğer tüm insanlar onların hizmetkârıdır
Bu batıl inanışa böylece son verilir
Daha sonra Babil ve Mısır'ı Persler alır
Sürgün edilenler vatanına gönderilir
İkinci'sinde Roma felaketi getilir
Onlardan İsa'yı öldürmeleri istenir
Yahudiler isteneni yerine getirir
Tüm saraylar ve mabetler yine yok edilir
İsa'yı öldürmeyi iyice düşünmüşler
Var olan yasaları iyi incelemişler
Ağaçlara asılanlar lanetli imişler
İsa'yı lanetli diye çarmıha germişler
Çarmıha gerildi ama o lanetli değil
Onun ölmesi lanetliliğine kanıt değil
Düşünceleri yaşar beden önemli değil
Gerçek lanetli öldürenlerdir İsa değil
Bilime devam ayet otuz beş otuz altı
Bilim demek gerçektir bilim gerçeğin adı
Bilime şahitlik eder akıl kulak göz
Doğru olmaz tanık olmadıkları tek söz
Ölçerken dost doğru teraziler kullanın
Ölçtüğünüz şeyleri ise tas tamam ölçün
Ölçerken akıl bilim ve vicdandan şaşmayın
Gerçeği ararken arzunuza yaklaşmayın
Allahın Kanunlarında değişiklik olmaz
Kanunları hep geçerlidir hükmü hiç kalkmaz
Bu hususlar bilimseldir tutarsızlık olmaz
Ayet yetmiş yedi ispattır kuşku taşımaz
Kuran'ı çeşit çeşit misallerle anlattık
Anlatırken de gücümüzü boşa tükettik
Gerçeği çok azına kabullendirebildik
Çoğu inkâr etti seksen dokuzda belirttik
Zamanla anlayanların sayısı azaldı
Bu günlerde anlayacak hiç insan kalmadı
Ayet yüz altı da der ki kolay anlatılmaz
O hızlı okunmakla anlaşılıp kavranmaz
Dura dura okumayan okumuş sayılmaz
Gerçek eğitim şart yoksa dursa da anlamaz
Seksen sekideki sözünden büyük söz olmaz
Derki Kuran'ın eşi benzeri yazılamaz
Tüm insanlar bir araya gelse başaramaz
Böyle bir şeyi Rabden başkası gönderemez
Aynı şeydir Kuran'la bilimin dediği
Değişmeyen tek şey Allah ile kanunları
Kanıttır Fatır kırk üçle İsra yetmiş yedi
Değişmediğini söyler değişmezin dili
Ayet elli beşte ise inanca değindik
Zebur denen kutsalı Davud'a verdik dedik
Zebur şiirsel öğüttür onu belitmedik
Başka mezmurları yazanlardan söz etmedik
Asaf Musa Davud oğlu Süleyman demedik
Zebur'da onların da sözü var bildirmedik
Şimdi bambaşka bir dönüm noktasına geldik
En büyük sırları şu dört ayet'e gizledik
Yetmiş üçten yetmiş altıya dek sıraladık
Gerçek müminlere onları ap açık ettik
Allah ayrıcalık tanımazı kanıtladık
Muhammed peygamberliğinden emin değildi
Peygamber olduğunu sadece hissederdi
Yüksek insandı onlardan eksikliği yoktu
Onun sözleri gerçek yaşamın sırlarıydı
O yasaların akıldan başka yok ölçeği
Güneşe gidip de kimse tutamaz metreyi
Newton ölçerken hareket eden gezegeni
Muhammed ölçerdi hareket eden sözleri
En kesin yasaların neyse kesin kanıtı
Muhammed'in öyle kesindir peygamberliği
Müşrikler istedi onları dinlemesini
O takdirde onu dost edineceklerini
Rabbe isnat et bizim yalan sözlerimizi
İnananlara deki bu Allah'ın sözleri
Onu saptıracaklardı sebatkâr kılmasak
O takdirde onlardan olurdu kalmazdı fark
Ölümle hayatın yükü gelirdi artarak
Bulamazdı kendini dertlerden kurtaracak
Uysaydı ona dünyayı dar edecklerdi
Kendilerine de aynını yapacaklardı
Müşrikleri dinler mi Allah ile konuşan
Gece gündüz Cebrail ile Rab'den söz alan
Ellinci sure iken İsra göklerden inen
Kuşku duyar mı ceprail'i Tanrı'yı gören
Göklerden değil Kuran gelmiştir iç dünyadan
Göklerden gelse olurdu onu başka gören
Maddi dünyada yoktur gerçeği engelleyen
Öyle bir şey olsa çoktan yok olmuştu Kuran
Rabbin olmadığı yere gitmiş mi Muhammed
Bilirim Rabbin olmadığı yer olmaz elbet
Cebrail nasıl Rabden alıp getirir ayet
Aralarında mesafe mi var onu belirt
Ayet on dörtteki sır en büyüğüdür sırların
Yeter insana hesap soran nefsi insanın
En sorulmayacak soruları soar Kuran
Yok sorusuna kendinden başka cevap veren
Odur mucize olduğunu iddia eden
Yine odur iddiasını ispat eden
O günden bu güne odur kendini savunan
Var mı Kuran'ı savunan bendim diyebilen
& Yunus &
Allah değil Muhammaed ile görüştüm diyen
Kuran 'da değil onu rab ile buluşturan
Kimlerdir bilinmez böyle şeyleri uyduran
Yunus suresidir bu gerçeği ispatlayan
İsra'yı tam desteklemekte Yunus suresi
Doksan dört doksan beş doksan altı doksan yedi
Muhammed'den istenir Kuran'a inanması
Kuşkularının Tevrat ile giderilmesi
Andolsun'ki Rabbinden sana Hak söz gelmiştir
Sözler özünden gelip aklına yazılmıştır
Hiç şüphe duyma şüpheden arındırılmıştır
Sendeki şüphe bilimselliğin şüphesidir
Olma Allahın ayetlerini yalanlayan
Sonunda olursun ziyana uğrayanlardan
Batıl nasiplensede her tür mucizelerden
İnanmaz elem verici azabı görmeden
O görüşmedi melekle Rab ile yüz yüze
Aklına yazılanları okudu bizlere
İçindeki şüpheyi de paylaştı bizlerle
Şimdi gelelim şüpheyi doğuran sözlere
Müşrikler istedi hak sözden başka sözleri
Kendi lehlerine idi her tür talepleri
İstediler onu Rabbe isnat etmesini
Dost görünüp sandılar kandıracaklarını
Açık açık görünür sözlerdeki manalar
Muhammed'den dostluk talep etmiştir müşrikler
Bilgili ve kurnazmış talepte bulunanlar
Kölelerle bir mi olacak demişler beyler
Nasıl eşit olsun cariye köle ve beyler
Onlar yükselmekteyken alçalmaktayız bizler
Nasıl eşit olabilir zenginle fakirler
Aynı olabilir mi cahillerle aydınlar
Seninle oluruz bizleride düşünürsen
Sana tüm insanlar inanmakta sen ne dersen
Seninle oluruz sözlerimizi dinlersen
Taleplerimiz için Allah söylüyor dersen
Müşriklerin sözleri onda kuşku yaratı
Kabul etsem mi etmesm mi diye düşündü
Onlara kısmen inanıp kısmen inanmadı
İki zıt düşünce arasında gidip geldi
Yaratan tarafından sebatkâr kul kılındı
Gerçeği söylemek İsra ve Yunus'a düştü
Böyle ağır yükü yoktur başka surelerin
Dağların yükünden ağır yükü Muhammed'in
& Hûd &
Hûd'de çıkacağız tüm surelerin üzerine
Hazırlanın her konuda maddede manada
Hazırlayalım kendimizi olacaklara
Gebeyiz madi manevi reaksiyonlara
Bilgi fakiri olanlar çekilsin kenara
Giremeyiz bilgi eksiğiniz fazla ise
Çıkarız akıl mantık ve bilimin üstüne
Savımız kanıtlanamaz hiç bir deney ile
Çürütülemez en güvenilir bilim ile
Bilimin dünyasında yer olmaz inaçlara
Astronutla kozmonot neyse uzaylarda
Benzer yetiye sahip olmalıyız manada
Beyinler inançla değil dolmalı bilimle
Bilimsel olmalı toplanacak bilgilerde
Bu özellikler olmalı sağlıklı akılda
Akılsa içseldir yansıyabilir dışa da
Ayet yirmi dörtte hak ile batılın hali
Hak temsil ederken gören ile duyanı
Batıl da temsil etmekte körle sağırları
Eşit olamaz denir bunların durumları
Ayet on sekiz açıklamaktadır yalanı
On dokuzda yapılıyor yalanın ispatı
Tarif ediliyor insanların en zalimi
Allaha isnat eder onlar arzularını
Yalandır arzuları kendileri de yalancı
Onların üzerinedir Allahın laneti
Konuşur Tanrı gibi Rab gibi Allah gibi
Öğretmenini anlatamaz kimse o denli
İnsanı dinden uzaklaştırır öyleleri
Allah böle diyor der bilmediği her şeyi
Rab'le beraber sanır dinleyenler onları
Tanrı'dan uzaklaşanlar olur mu akıllı
Onlardır insanları Allah yolundan ayıran
Hak olan dosdoğru yolu eğri gösteren
Yalan yoldadır doğru sanıp eğride giden
İnsanlık kötü yoldadır öyleler yüzünden
Yazılıp söylenenlerin ilgisi yok dinle
Hiç bir tutarlılık yok Kuran'ın yorumunda
Ahlaksızlıklar ahlak diye savunulmakta
Herkes yorumluyor çıkarı doğrultusunda
Bilim Kuran'ı terk etmiş bırakmış inanca
İnançlıda düşürmüş hiç düşmeyecek yere
Temizlemek isteyen bulaştırmış çamura
Tanıyan da yok değil tanınacak durumda
Kötülük taşımayanlardan kötülük gelmez
Allah kötü değildir onda kötülük olmaz
Her şeye yardım edendir iyilik esirgemez
Kendini terk edenlerin ardındanda koşmaz
Batıl yoldan gerçek Tanrıya ulaşılmaz
Allaha kötülüğün gölgesi de yakışmaz
Kötüler kötülük taşır başka yük taşımaz
İyilik Allahtan gelir başkasında olmaz
Kötülere kötünün Tanrısı Yardım etmez
Onların Tanrılarında yardımda bulunmaz
Kötüler kötülükleri kötüye yüklemez
Kötüler iyiye kötü der kötüye demez
Onlar kendi kendilerine körülük etti
Kötülüğü kötüden değil iyiden bildi
Kendi de en zalimleri de iyi sandı
Suçunu kendine değil Allaha yükledi
Bunları söylemektedir yüz birinci ayet
Mucizeler üstü konumuza geldik nihayet
Soru sormaktan geçiyor felsefenin yolu
Kuran en büyük felsefedir yok daha üstü
Yaratılış tartışır insanların yobazı
Biri boş bilimi temsil ederken diğeri
Olmuş olay gibi savunur hiç olmayanı
Hûd Suresi ayet yirmi yedidir mucize
Orda soruların en ağarı sorulmakta
Sorulansa en kolay soru görünümünde
En elit tabakadan soruyu soranlarsa
Diyorki kavimlerin en önde gelenleri
İşaret ederek Hazreti Muhhammed'i
Sana uymuyor en alt tabakadan başkası
Görüşümüzden çok basit onların görüşü
Bilin sizi insan olarak gördüğümüzü
Görmüyoruz,bize karşı üstünlüğünüzü
Görmedik ileri gelenlerin uyduğunu
Düşünüyoruz yalancılar olduğunuzu
Olamaz bundan dah açık daha net soru
Aynı niteliktedir sorununsa yanıtı
Görünüz ayet yirmi sekizle altmış üçü
Nasıl görür edeyim der beden gözü körü
Ey kavmim her gerçeği açıkça görmekteyim
Sizden saklanan o rahmeti ben bilmekteyim
Beni doğrulayan delillerle beraberim
Bana açık sizle kapalı ben ne yapayım
Gördüğüm şeyleri size nasıl göstereyim
Kör olan gözü görür yapın ben de yapayım
Siz istemiyor bense göstermek istiyorum
O yüzden sizleri fazla zorlayamıyorum
Eğer gerçeği demesem asi olurum
O zaman sizler gibi ben de ziyan görürüm
Aklın işidir maddeyi manaya döndürmek
Rab'bin işidir manayı maddeye çevirmek
Amacı görünür tutulur tadılır etmek
Bir sonraki âleme bizleri hazırlamak
Gerçeği görmektir burdaki manayı çözmek
Akıl işidir maddeyi manaya döndürmek
& Yusuf &
Bir öz eleştirim var insanların özüne
Ondan sonra gireceğim Yusuf Suresine
Değineceğim akli uyanıklıklara
Aptallıklarınınsa sınırsızlıklarına
Yok olmaktadır Rabbin kusursuz varlıkları
Yok olmasının vardır bir çok nedenleri
Yok olanların yerine var olur benzerleri
Yok olmayana çekmek isterim dikkatleri
Hiç yok olmaz onun yasaları adaleti
Açık görür bunu akıl bilim insanları
Hiç yok olmaz yardımı sevgisi merhameti
En sahipsiz sanılanların odur sahibi
Köpek kadar olamaz insanların nicesi
Bilinir onların sahibine bağlılığı
İnsanlar Allaha bağlı değildir o denli
Ben bağlıyım diyenlerin nedir derecesi
Kuran için diyorlarki Allahın kitabı
Buna inanıyor müslümanların geneli
Gözlemleyin diyenler samimi mi değil mi
Gerçeği yansıtır onların gittiği yolu
Samimi olan bilir her sözün manasını
Bilmese de arar bulur onun doğrusunu
Dinleyiciyle dolar taşar mitinğ alanı
Günlerce tartışılır onların boş sözleri
Allaha yoktur siyastciye olan talep
Sebep var mı vasa nedir bilen varmı acep
Onları birleştiren yalan dolandır ancak
Neden ebedi yaşama var daha az talep
Rabbe inançsızlıktandır olan duyarsızlık
Dinlemeyen olmaz kouşacağını duysak
Dilemek isteriz öleceğimizi bilsek
Her yere gideriz göreceğimize inansak
Her şeye katlanırız gerçekten inanırsak
Cahiller anlatır biz dinleriz inanmazsak
Kuran apaçık ne var onu anlamayacak
Anlamak için o tane tane okunacak
O ne söylüyorsa söylediği dinlenecek
Ne dediği anlaşılıp iyi kavranacak
Hiç bir şey yoktur anlaşılıp kavranmayacak
Varsa anlaşılmayıp şüpheye düşürecek
Başka ayette ispatı vardır bulunacak
Hiç bir şey yoktur bizi şüphede bırakacak
Anlamak için akıl şarttır düşünülecek
Düşünmeden yoktur onu anlayabilecek
Yusuf Suresinde akıl inanç iç içe
Ayet yüz sekizle dalalım biraz derine
Onda vardır çok büyük edebi derin sanat
İkinci ağızdan konuşturur edebiyat
Kendi yolunu anlatıyor bize Muhhammed
Anlatırkende istemiyor yanlış anlaşılmak
Kendi düşüncesine Allah'ı etmez ortak
Onun görevi hissetiklerini aktarmak
Kendi yoluna çağrıyor aydınlık görerek
İnsanları o yola davet eder bilerek
Ayet üç ile yüz on birde belirtilenleri
Anlar bütün olarak düşünenler evreni
Anlatılan olaylar taşır insani yeti
Tam açıklıkla anlatılır olayın tümü
Kuran'dadır geçmiş milletlerin haberleri
Sağlıklı değildir düşünmek bunun aksini
Onu anlamak için bilinmeli öncesi
Sonrasına bakanlar kaybedenler her şeyi
Onda bulamayız Muhammed sonrası günü
Kuran'da geçiyorken kölenin bile adı
Görünmez bu gün dünyayı yönetenin ismi
Bu Kuran'ı doğrular söylenmez çeliştiği
Ondadır geçmiş ulusların tüm haberleri
Onda anlatılmakta en güzel öyküleri
Muhammed'de anlatmakta öğrendiklerini
İtirafta eder daha önce bilmediğini
Anlatmasının var çok haklı nedenleri
Kuran'da bütün peygamberlerin haberleri
Onda anlatılır her birinin ümmetleri
Anlatılır ne yaptıkları ne ettikleri
Bize aktarır kıssası ibretlik dersleri
Terk edsinler diye insanlar kötü şeyleri
Anlatılanları anlar akıl sahipleri
Mutlu yaşam sürer kuranlar sağlam düzeni
Kuran kendi ölçülerini tastik edendir
İnsanlık için büyük rahmet ve hidayettir
Kesindir asla uydurulmuş sözler değildir
En büyük destekcisi akıl ve bilimdir
Kuran'ı desteklemekte her bilimsel bulgu
Kanıt olarak yeter bir tek Nuh'un Tufanı
Her bilimsel bulgu inanç defterini dürdü
Demirden yumruk olup kafalarına indi
İnsanın aklı maddeyi döndürür manaya
Herkes o yükü götürür gideceği yere
Einstein'in sözleriyle gidelim gerçeğe
Bölmüştü kendini siyaset ve denkleme
Bunlar kendi sözleridir yok bizden ekleme
Siyaseti terk etmiştir o geçici diye
Denklemleriyle gitmiştir sonsuz âlemlere
Unutulmaması lazım Yusuf Suresinin
Yüzde doksan dokuzu konusudur inancın
En düşük seviyesidir inanç aklımızın
Hatırlamak yararına olur bilmeyenin
Ayet dörtte Rüyasını anlatmakta Yusuf
Kimseye anlatma der babası önemseyip
Görmüştür o güneşi ayı on bir yıldızı
Babası da anlatmış olmuşu olacağı
Ayet yüzle yüz birdedir rüyanın açığı
On bir yıldız temsil ederken on bir kardeşi
Ay temsil eder anayı güneş de babayı
Her şey ap açıktır bu Kuranın yüceliği
Mümkün olmaz akılsızca anlamak Kuran'ı
Gerçek sanmaktadır insanlar nice örneği
Kuran işlemiş aklın en zarif nakışını
Geleceği gören önceden alır önlemi
Yusuf suresinde görürüz benzer şeyi
Anlatayım ayet on üçle on ikiyi
Babadan izin ister Yusuf'un kardeşleri
Kardeşler bilmekte Yusuf'u çok sevdiğini
İsterler kırlara Yusuf'un da gelmesini
Koşup oynamasını gülüp eğlenmesini
Babalarına söylerler temennilerini
İstemekteyiz bizimle yeyip içmesini
Ondan ayırmayacağız hiç gözlerimizi
Sonra da söylerler hiç merak etmemesini
Ayet on üçle yanıt verilir çocuklara
Bilir çocukların ne yapacaklarını da
Korkarım der de kuşkusunu getirir dile
Yusuf'u kurdun yemesindendir korkusu da
Ayet on yedide korktuğu gelir başına
Minare çalınmadan hazırdı kılıfı da
Kurdun Yusufu yediği söylenir babaya
Ellerindedir Yusuf'un kanlı gömleği de
Nasıl ihtiyacı olursa susuzun suya
İnananların da ihtiyacı var bunlara
Kuran görenle duyanları düşünüp de
Hak olmazdı körle sağırları düşünmese
Allah isteyene vermez her istediğini
Her şeye verir neye varsa gereksinimi
Masalı gerçek sananların elinde kuran
Gerçek olmadığını bilenler uzak duran
Hiç yok asıl gerçekleri anlamak isteyen
Yaşayan ölüdür Kuran'ı hafife alan
Kayıt Tarihi : 21.8.2012 01:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yaşayan ölüdür Kuran'ı hafife alan
Bir başından bir sonundan okudum.
Çok uzun olmasaydı tamamını okurdum.
Kutlarım.
TÜM YORUMLAR (1)