Dağlar yaslandı hasretimin boz yamacına
Yıldız büyüttüm kar için
Yağdım Kura’ya
Yar oldum döndüm
Çocukluğuma
Çocukluğum ki
Anamın leçeğinde buzdan oya
Baka baka uslandım
Şeffaf arına
Bir çift sevda düşürdüm
Diz çökmüş evlerin baharı beklediği
Delik deşik yola
Soğuktu hava
Patlamamış top mermileri üşürdü tabyada
Demir dilini gizlerdi demirden
Yorgundu Halilefendi Köprüsü
Ordular geçmişti üzerinden
Suya bırakmıştı yorgun ayaklarını
Pası akardı
Yıkılmış barajın setlerinden
Çamurunda çürütmüştü mestleri
Vururdu kaleye
Boğularak ölenlerin sesleri
Altında zehrini saklardı
Kura Kemiksiz
Yaşlı bir yılan gibi
Uzardı kışa
Azardı cemre
Başını koyardı toprağın göğsüne
Üşüdüğü halde
Acem söğüdüydüm bahçede
Serpilirdim
Milim milim
Beni doğrayacak bir hayata
Oyuncak gibiydi şehir
Merakla bakardı dağların çocuk gözlerine
Ebru yapardı bulutlarla
Çedeneden mavi bir teknede
Yıldız Dağı’nın bizi
Yukarı iterdim
Aydınlığı genişlesin diye güneşi
Kayıt Tarihi : 16.7.2020 18:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!