Kovulmuş Şeytandan Rabbime Sığınırım
Rahman ve Rahim Allah'ın Adıyla
Her ülkede, her şehirde ve her şehrin her semtinde, her cemaat ve tarikatta farklı bir İslâm anlayışı var. Ülkeye, şehre, semte ve cemaate göre şekillenen İslâm, İslâm mıdır? İslâm; Allah’ın kurallarını belirlediği dinin adı mıdır yoksa İslâm insanların kültürleriyle, sosyal sınıflarıyla ve ırklarıyla sentezledikleri inançlar manzumesine verdikleri isim midir? İslâm mı vardır, İslâmlar mı vardır?
Müşrikler , “Ümetimin ihtilâfı rahmettir.” hadisini uydurarak İslâm’ın sadece Kur’ân’daki İslâm olması gerektiği hakikatini ve “Hepiniz Allah'ın ipine sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın.” (Âl-i İmrân Suresi 103. Ayet) ilâhi düsturunu bilinçli bir şekilde unutturarak, ayetin hükmünü yok sayarak farklı İslâmlar olabileceği yönünde fetva veriyorlar. Hâlbuki Allah’ın ipleri yok; Allah’ın sadece tek bir ipi var, o da Kur’an.
Şehrin gettolarında en katı geleneksel din anlayışını İslâm diye yaşayan tarikatlarla, nüfus cüzdanında Müslüman yazdığı için Müslüman olduğunu vehmedenler arasında her hangi bir fark yok. İki din anlayışının beslendiği kaynağın Kur’ân olmadığı aşikâr.
İyi de, kaynağı Kurân olmayan şey nasıl İslâm olabilir ki?
Türk, Arap, Kürt kültürü İslâm değildir. İslâm’ın başka bir ırkın/kavmin kültürüyle sentezlenmeye de ihtiyacı yok. Dolayısıyla, tek kaynak olarak Kur’ân’ı kabul etmeyen bütün din anlayışları Allah’ın dinine paralel olarak ortaya çıkmış şirk dinidir.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta