-I-
Avuçlarımda yandı künyem,
Gölgesi boynuma dolandı zincirin.
Kazımak mümkün müdür,
Derin çizgisini kaderin?
Yağmurlar gözyaşı kadar serin,
Gözyaşları yağmurcasına sağanak,
Yitik bir resim sergisidir yaşamak.
Dağılmış cihana nar danesi,
Kâşaneler viran, kelebekler toz.
Kızılca kıyametleri beklerken güz,
Kırmış dümeni umut pervanesi.
Kimliğim,
Künyeme dizilmiş
Külden tespih tanesi...
(19/11/1997, saat:14:13; Lojman yemekhanesi, Ardahan)
-II-
Bulutların peçesini araladı zihnim
Yürüdüğüm yolları seyre daldı.
Çocukluğumun şarkıları ne masaldı.
O günler çiçekli dalımda
Al aldı.
Huzur yürürdü eve barka
Arka bahçeye sığardı koca dünya
Yürekler simit gibi sıcacıktı.
Umut işlenirdi sabahlara kadar
Hayal kanaviçesinde.
Künyem ta o günlerden kaldı.
Yüreğimde kurduğum,
Uçurtma uçurduğum
Lacivert semalar,
Kaşlarını böyle çatmazdı.
Böyle çamurlar sıçratmazdı,
Avuçladığım kara topraklar.
Künyem avuçlarıma doldu,
Avuçlarım ateşten dondu…
(19/11/1997, saat:11:39; Dış kapı nöbeti, Ardahan)
Kayıt Tarihi : 21.3.2018 00:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
(2018 Kasım ayında Bizim Ece Dergisi Sahibi / Şair Ahmet OTMAN tarafından hazırlanan Bizim Ece Şairler Antolojisi: 2018’de yer almıştır.) ***** (Son tashih zamanı: 04/08/2021, 02:05; Kocasinan, Kayseri)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!