Kunduracının Verem Tahriri

Ünal Serhat Yorgancı
103

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Kunduracının Verem Tahriri

Uçurum çarşaflarına yatırılmış komutan,
Merdivenaltı sinemalarında elden ele gezen bilet,
Düpedüz gümüş horoz! peki ya kime ateş eder?
Eprimiş ipekler, dikilmemiş gömlekler gizleneyim.
Ve mümkünse kanunu olmasın,
Zira biz oyunları hep bıçak sırtında oynadık.
İşin içinde biraz sirk, biraz mahkeme salonu,
Biraz da üçüncü mevki tren bileti olsun.

Mazgalların tam orta yerinde durmalı,
Ayaklarım bir azınlık cemaatine mensup.
Külrengi bir karakol akşamından.
Kundura boyasıyla kaplanmış sahnelerden değil,
Perdeleri her akşam darağacı ipiyle kapanan,
Namları yalnızca bozuk bir vicdanla alınan,
İçinde biraz Galata, biraz eski İstanbul,
Yasanın dipnotuna iliştirilen, bolca yetim hakkı olsun.

Adı kara, kendi kör, özünde niyetli komutan!
Şu kadastro görmemiş ağır ceza reislerin,
Çamaşır ipi gibi dizilmiş hükümet avizelerin,
Karar defterine işlenmemiş bilinir emre itaatsizliğin.
Geceleri devriye gezen jandarmalara aldırmam,
Mecliste yasa geçmez, mukaddesatla yazılmam.
Maaşlı bir memurluk gibi öğretilmiş bizlere,
Okul defterlerinde şıpsevdi gibi uçuşan,
Nüfus defterine düşülen şerh kadar hükümsüzüm.

Kaldırım çinko baskı tiratlar,
Sivil itaatsizliğin mahcup gülümsemesi,
Sübyan mektebi, ay tutulması kadar uzun,
Sabit telefonların fişini çek,
Manifold akacak sabaha karşı Pera,
Sağ yakamda kursağına kaçmış güvercin.
Kırmızı düdüklü tramvayları,
Babıâli'yi selamlamayan caddeleri,
Tarih kitaplarına sızmış yan ölümleri…
Kurşun askerleri, eski saatleri,
Kapı eşiklerine bırakılmış dilekçeleri,
Sür kaygan kunduralarıma kimse oymasın.

Ünal Serhat Yorgancı
Kayıt Tarihi : 15.2.2025 00:08:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!