Karanlıkta bir yerde ağlama sesleri
bu keskin çığlıklar -
dalgaların akisleri
ve fırtınanın ıslıklarına karışıyor
hayır,
sevgi;
yoksul bir evdeki mumun basit ve mutlu ışığı gibi
artık yüreğinde yanmıyor
geceleyin otların sabahı bekleyişleri gibi
Onu bekliyor
Firavun ve ordusunun Kızıldeniz’de dalgalara gömülüşü gibi
rüyalarının yok oluşunu görüyor
Çocuklara verdiği ekmek parçasını
gözyaşlarıyla ıslatıyor
Geceler boyu karşısında
hüzünlü ufuklar beliriyor
kulağında direnen bir mırıltı sesi
onu hiçbir yerde bırakmıyor
durup dinlenmek bilmiyor
Sanki geceyle tek vücut olmuştu
Bu solgun gece
ve yorgun pırıltılar içinde
yatağın üstüne
göğsü çıplak bir kadın
eğilip oturmuştu
saçları darmadağın
beyazlarla kundaklanmış
küçük bir şeyi bağrına basmış
Bir yandan
alçak ve titrek bir sesle
adı olmayan bir şarkı söylüyor
Ne güfte, ne armoni,
Ne de beste biliyor
yalnızca anneliğin karanlık ninnisiyle
ve hıçkırıklarla küçük cesedi sallıyor
Onu sertçe
ama şefkatle bağrına basıyor
küçük bir tabut,
küçük bir mezar,
orada duruyordu
O kadını daha önce hiç görmemiştim
Sonraları da hiç görmedim
Ama hâlâ yaşar gözlerimde
yüzü, uzak bir yıkımın aynasıydı
sanki bin yıllık bir yalnızlık,
adı kayıp bir tufanın sadâsıydı
Baktım -
zaman durmuştu,
nefes susmuştu
Bir anlığına
evin duvarları geri çekildi,
sessizlik bir çığlık gibi yankılandı içimde
Ne rüya, ne hayal diyebildim
Sanki başka bir dünyanın
eşiğinde durmuş gibiydim
Geriye sadece
titreyen bir şarkı kaldı
ve sustuğu hâlde susmayan
küçük bir mezar
Gültekin Avcı
Kayıt Tarihi : 12.6.2025 12:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!