Vakit geldi kunâla
dünyayı göreli çok oldu
tam kırk yılda seni buldum kunâla
bu can tenden geçmeden
bu dünyadan göçmeden
bir kerecik sevmek çok değil
simsiyah saçların var kunâla
kemiklerine yapışık etlerin var
birgün dökülecek
kunâla kuşu gibi gözlerin var
birgün sönecek
kunâla
bu etlerin arkasında güzelliklerin var
benden başka kimse bilmeyecek
bu can içimde kuştur kunâla
seni görünce titrer
bu can gözümde mahabbettir kunâla
seni görünce yanar
bu can burnumda soluk olur kunâla
uçar gider
bu can benden geçmeden
bu dünyadan göçmeden
bir tek seni sevmek çok değil
Kayıt Tarihi : 23.3.2002 16:05:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Vakit geldi kunâla
dünyayı göreli çok oldu
tam kırk yılda seni buldum kunâla
bu can tenden geçmeden
bu dünyadan göçmeden
bir kerecik sevmek çok değil
simsiyah saçların var kunâla
kemiklerine yapışık etlerin var
birgün dökülecek
kunâla kuşu gibi gözlerin var
birgün sönecek
kunâla
bu etlerin arkasında güzelliklerin var
benden başka kimse bilmeyecek
bu can içimde kuştur kunâla
seni görünce titrer
bu can gözümde mahabbettir kunâla
seni görünce yanar
bu can burnumda soluk olur kunâla
uçar gider
bu can benden geçmeden
bu dünyadan göçmeden
bir tek seni sevmek çok değil
Asaf Halet Çelebi
ARDIÇ KUŞU
Yaş kemâle erdi Ardıç Kuşu. Bu zamana kadar yaşadım yaşayacağımı. Tatmadığım zevk kalmadı âlemde. Anladım ki bu dünya da içindekiler de boş.
Sana Kunâla diyorum. Yani Ardıç Kuşu… Kralın hanımı üvey oğlu Kunâla’ya nasıl âşık olduysa, ben de sana öyle âşık oldum Teyze Kzı! Kunâla’nın gözleri ne kadar güzeldiyse, senin gözlerin de o kadar güzel! Anlatılmaz!
Elimize doğdun ama yaklaşık kırk yaşında bir araya gelebildik seninle. Geç de olsa, canım Cânana kavuşmadan, henüz tendeyken ve iş işten geçmeden… Sonradan sonraya seninle tattım aşkı. Bu sevgiyi ve seni bana çok görmesinler.
Belki dünyanın en güzeli değilsin ama simsiyah saçların, çok güzel sık kirpikli, ışıl ışıl kara gözlerin var. Çok zayıfsın, bir deri bir kemik. Bu dünya fanidir. Gün gelecek, ne yazık ki senin de etin kemiğinden ayrılacak. emiklerine yapışık etlerin var. Kunala’nın gözleri kadar güzel gözlerinin feri kalmayacak. Ben dış güzellikler peşinde değilim, bilirsin. Ruh güzelliğine hayranım senin ve senin iç dünyanı benden başka kimse bilemez! Tahmin dahi edemez.
Benim de bir canım var. Göğüs kafesime hapsolmuş, çırpınmakta olan bir kuştur kalbim. Bir nefeslik canım var nihayetinde. İşte o kalp, seni görünce derinden titremeye başlar. Ten gözümden fışkıran sevgidir, Ardıç Kuşu. Seni gördüğümde kanım kaynar, içim yanar. Can özümle severim seni. Canım burnuma gelir! Kalbim yerinden çıkacak, o an ölüvereceğim sanırım!
Can bedenden gitmeden, asıl yurda dönmeden seni ama yalnız seni sevmeyi çok görmesinler bana. O efsanede üvey annesi prensi sevmedi mi!
***
Not: (Şairin otuz sekiz yaşında, teyzesinin kızı Nermin Çelebi(ler) ile evlendiği ve ölünceye kadar onunla evli kaldığı bilinmektedir.)
Onur BİLGE
Hangi kapı kapalıysa , hangi baca tütmüyorsa bir sevgiyle açmalı.
Hangi kabirtaşı kar kapladıysa Aminle süpürmeli bir Fatiha’yla.
TÜM YORUMLAR (27)