Yok eden de var edende kâinata buyurur
Halifeyi Hilâfetle yeryüzüne duyurur
Okuduğu güzel kitap birde ne der bilseler
Gafilleri Âlimlerden arifanlar ayırır
Hedefi belli değil mi? şu muazzam hitabın
Okunanlar devasıdır çaresizin bitabın
Va’di budur Habibine inzal olan kitabın
İttiba eden kulunu masiyyetten kayırır
Her bir sözü kitabidir arifan şuaranın
Devası bu ehli küfrün açtığı her yaranın
Dışına çıktığında taşanlar bu kürenin
Derisinden necaseti Nesimice sıyırır
Mükevvinâtın Hâkimi Hallâkı Künfekân’ dır
Halifeyi Hilâfetle ihya eden Sübhân’ dır
Âlimler den gafilleri tefrik eden Sultandır
Farelerin musallatı olan kedidedir sır
Sefer etmek vazifemiz bize emri bu Hakk’ın
Galibiyet ile zafer uhdesinde O’ Hakk’ın
İpine sıkıcı sarıl sahibimiz be, Hakk’ın
Kara karıncaya bile rızık verip doyurur
Dava ulvi dava kutsal davamız hakkın sesi
Din düşmanı ehli küfrün İSLÂMİYET cephesi
Yavuz Sultan Selim vâri kulaktaki küpesi
“KÜN FE YEKÜN” emri ile mevcudata buyurur.
Önüne iki tavuk kat bilmiyorum der, gütmez
Bir kez olsun önüne bakmağı akıl etmez
Etrafını seyretmeden aslâ ileri gitmez
Sanki yılandır yaratık kıvırır da kıvırır
Öküz torbada iken Lâhanadan kurar turşu
Balık kavağa çıkar beklesin Dursun çarşı
Asilerin hakikâtler manzumesine karşı
On Beş Asır boyunca her ameli ıvır zıvır
Biliyorsun şüphe yoktur İSLÂMİ’nin kastında
Görüyorsun Karıncayı kara taşın üstünde
Echelleri barındıran MEVLÂ, eren postunda (Celle C.)
Mü’minler uyansın diye ettiriyorsun hır hır
Kayıt Tarihi : 20.9.2025 12:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!