Önce gözlerin düşer geceme
Sonra sözlerin
Bilirim
Ben gözlerinsiz
Ben sözlerinsiz
Ben sensiz olamam…
Kırılgan dizeler düğümlenir dilimde
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Hadi gel
Hazan renkli bir günü daha uğurlayalım
Erguvan tepelerin ardına
Bu gece dolunay var
Yıkanalım yakamozlarda
Arınalım gamdan kederden
Efsane olalım......
Hadi....
Gel! .........
Yıkasın bizi yakamozlar
Sevinç çığlıklarıyla Martılar
Tepemizden geçsin, geçsinler
Dinsin bu ağdalı keder..
Şiir; beni yıllar yıllar evvelinde, sahilinde kumdan kaleler yaptığım bir Sayfiye kasabasına götürdü....
Arnavut kaldırımlarında gezindim,
Yüzdüm
Güneşlendim
Ay çekirdeği yedim
Gazoz içtim
Akşam oldu
Sonra gri, dumansı kapladı kıyıyı
Sonra tunç rengine bürüdü etraf
Serin bir meltem esiyordu
Sevdamın saçlarına
Düşüyordum bir girdabın tam ortasına
Konuşmuyordu
Susuyordu
Saçları hüzün kokuyordu
Gün batıyordu
Ayrılık, ecel gibi yaklaşıyordu
Biliyordu
Biliyordum
Güneş ufkun eteklerinde hüzünlerden bir akşam bahçesi kurmayı sürdürüyordu henüz
Henüz paldımı düşmemiş bir zamnadı
Bilmem hangi çağ
Hangi asır
Hangi aydı
Burası Bir KAYIP KASABAYDI
Gece oluyordu
Yüzü kayboluyordu
Huzur, çalınmaktan korkuyordu
Kuytularda saklanıyordu
Gül; rengini gamlı yapraklarıyla perdeliyordu Otelde
Bilmem hangi mevsimdi
Hangi aydı
Karşı kıyıda bir kasabanın cılız ışıkları
Az ötede
Yıkanan çırçıplak bir dolunaydı
Henüz paldımı düşmemişti Devranın
Belki yazdı
Belki Güz
Bir eski zamandı işte
Burası Bir Yitik Kasabaydı
Daha ne desem bilmem
Kasabayı ikiye bölen
Bir ev vardı
Altında küçük bir dükkan
Zamana gerine gerine direnen
Ak sakallı bir Piri Fani
Sattığı zeytin, sabun
Ve birkaç kutu böğürtlen
Direniyordu çağlar eskitmiş,
Çınar Ağacı
Mümin abi İskorpit satıyordu gölgesinde
Asparagas bir şarkı konuyordu dudaklarına
Mırıldanıyordu
Üç beş kedi
Yalvaran gözlerle bakıyordu
Bilmem hangi mevsim
Hangi Aydı
Ekmek teknesi hasırdan çadırında
Hamur yoğuran
Mümin Abinin eşi
Yurdagül Ablaydı
Sermayesi ve neşesi
Sattığı üçbeş gözleme
Ve içtiğimiz karanfil kokulu çaydı
Çadırda eki bir urganla asılı duran
Çok sevdiğim çıngırak
Çınlıyordu bir ezgiyi mırıldanarak
Sabah oluyordu
Dal bir sabah
Valizler
Odanın bir köşesinde
Bir öksüz gibi bakıyordu yüzlerimize
Kasaba postası
Bekliyordu kapıda
Süveydam henüz
Lal bir uykuda..........................
Hadi gel
Hazan renkli bir günü daha uğurlayalım
Erguvan tepelerin ardına
Bu gece dolunay var
Yıkanalım yakamozlarda
Arınalım gamdan kederden
Efsane olalım
Uzanalım sonsuza…
Çok güzel betimleme yapmışsınız.Harika bir şiir.Yüreğinize sağlık.Tebrik ediyorum.
' Hadi gel
Hazan renkli bir günü daha uğurlayalım
Erguvan tepelerin ardına
Bu gece dolunay var
Yıkanalım yakamozlarda
Arınalım gamdan kederden
Efsane olalım
Uzanalım sonsuza…' başlı başına ayrı bir enfes şiir olmuş bence.
Gerçek bir sevginin gerçek üstü tatlı anlatımı beni derinden etkiledi. Teşrkkürler efendim yüreğiniz den kopan nice şiirlerini okumak dileğiyle.
harika bir anlatım kelimeler yerli yerinde kutluyorum şiir böyle yazılır
Tek kelimeyle nefis bir şiir. İstediğiniz incir olsun. Ulaştırayım size üstelik İzmir liyiz. Haftaya pazar Akdeniz in efendisi şiirim olacak KÖY TV DE 18 00 tekrar 01 00 tekrar pazartesi öğle 13 00 Akdeniz efendisi zeytin İzmir güzelleri bu zeytinyağı ile oluyor.
Betimlemeleri ve konusu itibariyle çok güzel bir çalışmaKUTLUYORUM NAİME HANIM..++
KUMSAL,itiraf etmeliyim ki çok başarılı bir YAZINSAL...
Özgün ve özgür çağrışımlarla donatılmış içe dönüş,öz'de yoğunlaşmalar...
Aşk gerçeğinin eşit öznelerinden birinin;şiirdeki İç Ses'in kendini bir duygunun serdümencisi kılmasını seyre dalıyorsunuz dizeler arasında gezinirken.
Aykırılığın düşle özdeşleştiğine,yarına yönelim anlamında sınırsız yol alma isteminin aşkla bütüncüllenişine ,kendi estetiğini ortaya çıkaran bu şiirde buluyorsunuz.
Düşle yetinilemeyecek değin gerçek bir aşksal yaşam yaratmanın ,aşkın özgeçmişinden tutunularak olasılık olmaktan çıkarılabileceğini düşünüyor olmalı Şair.Bu nedenle us'un doğasını hiçe sayan bir sınır ötesi fantazyalar dizgesini monte ediyor dizelerine.İmgeler gerçek,gerçekler imgeye dönüşüyor ;bu mozaik lirizm Şair'in yaşamındaki parıltıların duyusal benekleri olarak kalıcı izini bu sayfaya bırakıyor.Sözcükler arası ilişkilerden,belki de duygular arası iletişimlerden bu sürerli ritm salt aşkın iki tarafını yan yana getirmiyor,Şair'le okurunu da-bana öyle geliyor- söyleştiriyor.
Bu durum ,hem iç evrenin hem de o evrenin dışında kalanların kısa metrajlı slayt gösterileridir.
Değerli Öğretmenimi içtenlikle tebrikliyorum.
Vurun dalgalar vurun/ Dövün kumsalı iyice/Sevda buseleriyle/Arındırın gamdan kederden/Parıldayın yakamozlarla...
Çok güzeldi,tebrikler sevgili Naime hanım++
Ne güzel davetti , harika bir çalışma tebriklerimle sevgiler + + .............asena
Bu şiir ile ilgili 112 tane yorum bulunmakta