Sen öpmüyorsun,
Bu yüzden yıkılıyor bütün kıvrımlarım.
Omuzlarım da halâ bir buse
Gıdıklıyor günden güne, seneden seneye
Öpmüyorsun..
Düşüyor ceketimin vatkaları
Hadi sabaha kadar şiir yaz deseler,
Ben seni bilirim.
Bilmem bu kaçıncı gecedir,
yorgun düştüğüm
Hadi bir şiir oku deseler
Ben seni bilirim.
Güneş, sanki asırlardır yanan güneş değil
Her güne doğan güneş
Güneş değil bu içimi yakan da ısıtan da
Her gece meşale gibi ellerim de tuttuğum ateş.
Güneş bu doğan, ısıtan ve batan
Güneş ve sen...
bir gün ölümümü seyredeceksin
kulaktan dolma benzetimler, hülyalarında...
sararıp solacak cigaranda ateş
nefes nefes sen solacaksın.
Karşıda bir yol var
Yolu geçince anlayacaksın
Hani ellerin vardı, sessiz sessiz çalardı
Bir şarkı gibi yavaş yavaş
Hani ellerin vardı, güzel ve güçlü
Bir orman gibi büyük köklü
Hani ellerin vardı geceleri yakan
Hani kör kurşunlardan beter
Susucaktır elbet bu akşam
-sesim-
Sönecektir elbet bu akşam lambam
bedenim üşümüş, titrer bir köşede!
Saracaktır elbet kollarım
-düş olup gelsem-
Çılgın geceler vardır
Güneşin ne zaman gülümsediği
Ayın ne zaman süt verdiği bellidir.
Dünya o gece yaratılır
İnsan o gece çamurlanır
Bebekler o gece rahme düşer
Ayaküstü çalı çırpı toplamışım,
Denize karşı bir yerde, bakakalmışım
- o derin mavi gökyüzüne
Kanatlarımı açıyorum, kaçıyor bulutlar
Amansızca sallanıp dört bir yana,
Çalıyı çırpıyı unutmuşum.
Bir kara sevda
Ölüm gibiydi
Ölüm gibi geldi geçti
Bir kara sevda
Hızır gibi geldi geçti
sen panzehir!
sen ve ben
kaçamak gecelerde boğuşurken
inatla, acıyla
sen hem zehirleyen bütün geceyi
hem de temizleyen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!