bahçelere kanat çırpma derdindeyken gün ışığı
yelkovansız karlar düştü toprağımıza
bir bir kırıldı içimizde saklı yeşil dallar
yıkıldı başımıza bahar kokulu çimlere kurduğumuz çadırlar
unuttuk vefayı
vazgeçtik tutunmaktan gönül bağına
kapıldık köşk kılıklı viranelerin soğuk girdabına
kağıt çalan ellere kaptırdık nakışlı yastıklarımızı
kareyi tamamladığımız uykularda yitirdik sabahlarımızı
mahkûm kılınırken gülüşlerimiz çürümelere
en eksik acı yanımızdır seyirci kalmak desiselere
değil mi ki her yandan dökülen gri sulara inat
çırpınıp kıyıya çıkmaya değer yine de hayat
o halde şimdi zaman
bütün kumpasların kurulduğu girdaptan sökerek adımızı
yüzsüzlüğünden utanmayan maskelerle kavgaya durmak
ve ayıklayarak ruhumuzu zedeleyen ayna kırıklarını
yarını çuha altında saklayan mızıkçıların oyununu bozmak zamanı...
Kayıt Tarihi : 10.6.2008 22:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
üyesi olduğum iki ayrı grupta aynı tema üstünde ama farklı zamanlarda yapılan ortak şiir çalışmaları için karaladığım dizelerin, birbiriyle harmanlanması ve bugüne değin birikenlerin de katkısıyla almış olduğu son şekil...
Yürek kanar dalaşından
Hep işin aşkın başından
Sevmeye vaktin kalmamış
Şu dünyanın telaşından
* * *
Bu gece
Bir kuş kondu dalıma
Ha uçtu ha uçacak
Göğsünde yedi rengi güneşin
Ha açtı
Ha açacak
Kimine göre
Yaşama sevinci
Kimine göre yaz aşkı
Merak etme gelip geçici
Kimine göre çok kaçırdık şarabı
Zaman kötü zaman harami
Kimine göre yaz yağmuru
Islayıp gidici
Bu gece
Bütün delilikler boca
Ha açtı
Ha açacak
Yeniyetme bir gonca
* * *
Korkuya teslim düşlerin
Yarım ağız gülüşlerin
Ağlamayı unutmuşsun
Kurumuş mu gözyaşların
Saklamayın ulan şarabı
Zehir zıkkım olsa
Sirke olsa varım
Sevdadan olsun yeter ki
Yeter ki aşktan olsun
Razıyım çilesine belasına
Her günahına kabulüm
Varsın sevdadan gelsin
Tanrının gazabı
Cehennem azabı
Varsın kavgayla gelsin ölüm
Bu gönül sevecek
Sevilecek bu gönül
Sevdakâr olacak
Dökmeyin
Bu gönül içecek
Günahkâr olacak bu gün
Sevmese sevdayı
Sevmese şarabı
Sevmese bizi
Yaratmazdı Rabbim
* * *
Çıkarın ulan çıkarın
Korkuları
Kuyruklu yalanları zulamdan
Çözün
Yüreğime vuruğunuz zinciri çözün
Koparın dilime vurulan kildi
Kalbimdeki kösteği kesin
Verin yıldızlarımı
Sevdamı geri verin
Süpürün yatağıma serptiğiniz samanları
Geri verin
Yakardığım zamanları
Siz ki
Zapt edip sevgimizi
Avladınız o saf halimizi
Gecemizden düşümüzü
Gündüzümüzden güneşimizi çaldınız
Siz ki
Erliğimizi
Erkekliğimizi erdemimizi
Dişiliğimizi kişiliğimizi aldınız
Yazgımız belledik
Ezberlettiğiniz yalanları
Yüzümüzden gülüşümüzü yoldunuz
Siz ki
Maviliklere uçurmuşken
İpini kestiniz uçurtmalarımızın
Sevincimizi soyup yüzümüzden
Sevgimizi çaldınız
Ve yangın yerine çevirdiniz yüreğimizi
Siz ki garezle gıybetle nefretle
Siz ki riyayla yalanla
Siz ki kanla kinle
husumetle
korkuyla
Beşik kertmesi ettiniz bizi
Eksik olsun
Himayeniz
Himmetiniz
Desteğiniz
Koşullu sevginiz eksik olsun
Eksik olsun hizipleriniz
Fraksiyonlarınız izimleriniz
Çözün zincirimizi
Ya şu kokusu yitmiş güle
Kızılı kaçmış karanfile
Kirlettiğiniz denize
İçine ettiğiniz nehire
Şu mavisi kararmış gökyüzümüze
Ne diyeceksiniz
Yarım ağız gülüşümüze
Şu Gülüşü solmuş
Şu o tertemiz aşkı
Kalbinden kurşunlanmış oğula kıza
Hiç olmuşluğumuza
Piç olmuş doğamıza
Ne hesap vereceksiniz
Bak hele
Hani bir sevdamız vardı
Ziyan gelmesin diye
Düşmesin diye dile
Nefsimizi ötelediğimiz
Bir göğümüz vardı
Düşlerimizi yıldızlardı geceleri
Bir şarkımız vardı hani
Her gün yeniden bestelediğimiz
O uçurtma uçuran çocuğu
Uykusunda gülen bebeği
Neye çevirdiniz
Siz haydutlar haramiler
Siz karanlığın atlıları
İblisin kırk katları
Arttıkça artıyor hesap defteriniz
Geri verin yeşilimizi mavimizi
Alımızı morumuzu
sevgimizi
Sevincimizi geri verin
Duvarlarınızı alın
Verin sevgimizi
Yaşama tutkumuzu
Biz çoktan ödedik
Size olan borcumuzu
Törenizle
Terbiyeniz
Taliminiz
Teamülünüzle
Forsunuzla
Flamanızla batın
Kalıbınız kırılsın
Hattınız hududunuz
Sınırınız
Tüm çizgileriniz silinsin e mi
Sen papaz efendi
Savaş mı durdu
Sömürü mü yok oldu
Bilmem ki ne demeli
Kaç fidan ektin
Kaç kere öldün bizim gibi
Kaç çocuğun kayboldu
Söyle
Kaç genci aldın dar ağacından
Hangi duanız kabul olundu
Cehennem aşk
Cehennem doğallık
Cehennem toprak gibi
Altı üstünden temiz olmaksa
Karşı koymaksa soyguna sömürüye
Ve direnmekse zalimin zulmüne
Ay gibi gülmek
Ayva gibi üzülmekse
İrkilmek
Yutkunmak
Kul olmak
Köle kalmaksa
Dalında yaprak gibi titremek
Kaskatı kesilmekse cennet dediğiniz
İstemiyoruz cennetinizi
Eksik olsun zincirleriniz
Verin cehennemimizi
Geri verin
O deli doluyu
o delişmen
Terbiyesiz çocuğu
Geri verin
Deliliğimi
Uslanmamışlığımı
Sekerek gelişimi
Geri verin
Hani düşlerimde yarışan
Kuşumu kelebeğimi
Uyurken bile gülüşümü
Geri verin
Sevgimi
Kavak yellerimi
Gençlik gülüşlerimi
Çocuk hayallerimi.
Ama şunu bilesiniz
Diz çökmüyorum önünüzde
Geri alıyorum bütün tövbelerimi
Kahrınızdan kahrolun
Derdinizden delirin
Taşları kemirin mahvolun
E mi!
****
Yıkıp korkunun bendini
Dün geçti, yaşa şimdini
Gel sevdanı azat eyle
Kurtar kendinden kendini
Mahmut NAZİK 04.05.2009 Mersin
teşekkürler şairim ve tabi ki içten tebriklerimle...
değil mi ki her yandan dökülen gri sulara inat
çırpınıp kıyıya çıkmaya değer yine de hayat '
Güzel bir şiir Sevgili Nazlıhan Hasköylü...tebrikler...
Toplumun ve bireylerin üstüne kurulan ve oynanan bütün oyunları, bir gün gelip de bozabilmek umuduyla...sevgiler....
Yüreğine sağlık
müzeyyen başkır
TÜM YORUMLAR (51)