'Teşkilatlanarak devlet haline gelmiş güçlü bir milletin, zayıf milletler ve ülkeler üstünde saltanat kurması, oralar halkını ve topraklarını kendi hesabına çalıştırması. Kendine bağlı cemaat ve zümreler vücuda getirerek askeri, siyasi, iktisadi menfaatlerini daim geçerli kılması: Buna yuvarlak olarak emperyalizm denilebilir' (s. 7) .
'Tarih gösteriyor ki, gücü, rengi ve bahanesi ne olursa olsun, kuvvete dayalı olan emperyalizm geçicidir' (s. 9) .
'Kültür emperyalizmi, asırlar içinde, uzun bir tarih zarfında geliştirilen 'milli şahsiyeti' meydana getiren manevi ve mukaddes unsurların birer birer harcanıp tüketilerek başka kültür şahsiyetlerinin işgal ve istilasına terk edilmesidir' (s. 18) .
'Kültür emperyalizmi, dışarıdaki mütecaviz kuvvetlerin veya paranın, tekniğin zoruyla değil, doğruca o milletin kaderine hükmeden yabancı ruhlu, kaypak zihniyetli, şahsiyetsiz liderlerin, idarecilerin, para şımarığı zenginlerin ve ana millete layık olamayan 'aydınların gönüllü gayretleriyle gelir' (s. 22) .
'Milli harsını ve öz varlığına dayalı şahsiyetini koruyabilen milletler esasen ne kültür emperyalizminin, ne iktisadi sömürgeciliğin, ne de askeri istilanın mahkumu olurlar' (s. 27) .
'Bugün Bulgaristan'dan yola çıkan bir insanın ta Japon denizine kadar Türkçe konuşarak gitmesi mümkündür' (s. 36) .
'Direnme, ancak kültürle olur. Direnme, bir milletin kendi değerine bağlamakla mümkün olur. Ne ile karşı çıkacağız diye düşündüğünüz zaman da: Türk milletinin töresiyle karşı çıkacağım. Türk milletinin folkloruyla, adetleriyle velhasıl Türk'ün şahsiyetiyle karşı çıkacağım' diyebiliyor musun? ' (s. 45) .
'Modern bir toplumdaki kurumların ötekine aynen aktarılması, kişiden kişiye şahsiyet aktarılması kadar imkansızdır' (s. 59) .
'150 yıldan beri devlet, Türk milletinin öz teşkilatlanışı olamamış fakat, yukarıda tasvir edilen Batı'ya körü körüne bağlı ve emperyalistlerin maksatlarına göre yetiştirilmiş 'aydınlar'dan kurulu 'bürokratlar saltanatı' olmuştur. Maarif, bu aydınların yönetiminde, basın da bunların elinde veya buyruğundadır' (s. 76) .
'Çağdaş medeniyete ilmin yolunu izleyerek fakat kendi yürüyüşünüzle varabilirsiniz' (s. 87) .
'Öğretmenin bağımsızlığı: Önce öğrenmek, sonra öğretmektir. Türk tarih, edebiyat ve sanatına hayranlık derecesinde bağlanmayan; halkın, töre, inanç ve geleneklerini yaymak şöyle dursun onunla alay etmeye kalkışan; Türkçe'yi bozanlara yardakçılık eden, sınıftaki görevinin ilim olduğunu unutup politikaya saptıran; Türk kültürünü, ilim ve hakikati yeni nesillere aktarmayan bir öğretmen ister istemez bağımlıdır. Sömürgeciliğe, köleliğe çanak tutmuş demektir' (s. 95) .
'Allah katında her fani eşittir, yahut her kulun ancak Allah'ça malum değerleri vardır. İslâm'da büyüklük cenaze törenlerinin, tabutların, kabirlerin ihtişamında aranmaz. Kanuni Sultan Süleyman'ın türbesine bakın, muhteşem Süleymaniye Camii'nin ayak dibinde bir nokta kadar küçüktür' (s. 139) .
'Hiç kendini bulmayan, mazi ve hal değerlerini tanımayan millet medeni olur mu' (s. 142) .
'Maksadımız Avrupalılar gibi yiyen, içen, dans eden, giyinen ve nutuk söyleyen bir robotlar topluluğu değil, dünya içinde sayılır şahsiyetli bir Türk milleti hazırlamaktır' (s. 153) .
Ahmet Kabaklı, Kültür Emperyalizmi, Toker Yay. 3. Baskı. İstanbul 1997.
Durdu ŞahinKayıt Tarihi : 17.9.2007 14:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!