Bizler Millet olarak tarihteki adil davranışlarımızla gurur duyan bir toplumuz. Dilini, kültürünü, dinini, erozyona uğratan bir toplum; adaletini huzur ve sukünetini de kaybeder.
Vatan, bayrak, din, dil, kültür bir milleti millet yapan ebedi sermayesidir.
Kültür organizasyonları adı altında düzenlenen bir çok organizasyonda, oyun havaları adı altında, müstehcen içerikli bel altı ifadeler furyası almış başını gitmiştir. Eline mikrofonu alan, ya da bayansa azıcık dekolte giyen herkes sanatçı olmuş, neslimiz ne olduğu belli olmayan, oyun havası adı altındaki müstehcen içerikli sözlere kıvırır hale gelmiştir.
Soruyorum ne oldu bizim uzun havalarımıza, ne oldu bozlaklarımıza, ne oldu edepli sevdalarımıza, ya da sevdalıklarımıza? Kendi öz değerlerimizin yerini müstehcen içerikli parçalar almış, Türk müziği yerine yabancı müzikler tavan yapmış, anlamını dahi bilmediği yabancı parçalarla dans eden bir nesil türemiştir. Organizatörlere soruyorum? Nesi var Türk müziğinin nesi var türkülerimizin? Bizim türkülerimiz, ana sütü kadar candan, ana sütü kadar temiz değil mi?
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla