Küllük - Ölümün Şarabı III

Selim Azizi
7

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Küllük - Ölümün Şarabı III

Taş kesilmiş bir gecenin içindeyim.
Dünün yangınından arta kalan
Sönük bir gölge gibi sürünüyor ruhum.
Her adımımda çatırtısı geliyor
Çatlamış kalbimin kırık kemiğimin.

Dizlerime kadar batıyorum karanlığa—
Ne gökyüzü var yanımda,
Ne beni çağıran bir ses.
Sanki bütün yollar
Çoktan unutmuş adımı.

Bir aynaya baktım bugün:
Yüzümde tanımadığım bir hüzün,
Gözlerimde yıllardır biriken
Siyah bir sessizlik.
Kendime bile yabancıyım artık.

Rüzgâr, külleri savuruyor omuzlarımdan.
Hangisi ben?
Hangisi senden arta kalan
Başka bir gecenin ölüm kokusu?
Seçemiyorum artık.

Senin sustuğun her saniyede
Bir parçam daha kararıyor içimde.
Adın,
Ruhumun en sessiz yerinde
Kesik bir çığlık gibi çınlıyor hâlâ.

Söylesem duymazsın,
Sussam anlamazsın.
İki aralık nefes arasında
Sıkışıp kalmış bir beden gibiyim—
Mahkûm, yorgun, eksik.

Bu şehrin sokaklarında dolaşıyorum;
Her taşında bir yanılgım,
Her köşesinde bir parçam kalmış.
Ben mi çöktüm bu şehre,
Yoksa şehir mi çöktü üzerime
Ayırt edemiyorum.

Küllerin altında
Titrek bir ses arıyorum kendimden.
Belki hâlâ yaşıyorumdur diye,
Belki bir kıvılcım kalmıştır içimde
Söndürmeye cesaret edemediğim.

Ama biliyorum…
Bu gece, bendeki bütün yollar
Aynı karanlığa çıkıyor:
Hiçliğe.
Sessizliğe.
Sana varmayan bir yazgıya.

Ve ben,
Küllerin ağırlığı altında
Son kez soruyorum kendime:
“Daha ne kadar eksilebilirim?”

Belki bir gün doğarım bu külden,
Ama bugün…
Bugün sadece yanıp bitmenin
Acısındaki karanlığıyım.

Selim Azizi
Kayıt Tarihi : 22.11.2025 00:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bugün kendimi tanıyamadım. Sanki göğsümün içinde biri yıllardır susturduğum bir çıtırtıyı duyar gibi oldu: “Ben neredeyim?” Cevabı bilmiyorum. Yollara çıktığımda fark ettim ki yürüdüğüm sokakların hiçbiri bana ait değilmiş. Her duvarında bir hayalim kalmış, Her köşesine bir kırgınlığım çökmüş. Ben ise sadece o enkazın arasında dolaşan bir yabancıyım. Kül her yere sinmiş. Saçlarıma, nefesime, kalbimdeki son sıcaklığa bile… Ne zaman elimi kaldırıp yüzüme dokunsam, Bir zamanlar “ben” dediğim şeyden geriye ancak siyah bir toz kalıyor. Senin sustuğun her dakika, Bendeki bir şey daha eksiliyor. Sanki dünyada tutunacak dalım kalmamış gibi. Sanki karanlığın kıyısında, son ışığı bekleyen bir ruh gibi. Bir yerlerde hâlâ kendimi arıyorum. Benden arta kalan bir nefes, bir iz, bir sıcaklık… Bir tek o kalmış olabilir diye ummak bile ağır geliyor. Ama yine de devam ediyorum. Çünkü durursam tamamen düşeceğimi biliyorum. Düşersem kül olurum— Kül olursam bir daha toparlanamam. Bu yüzden bu gece, Yanmış hayallerimin üzerinde yürürken Sessizce fısıldadım: “Ben buradayım… Bir yerlerde hâlâ varım. Ama çok derindeyim… Külün altında.”

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!