Ateş, bir kıvılcımdan doğar.
Külse ben olurum sonunda.
Bu aşk, sessiz bir savaş belki de,
Her yanışıyla beni senden habersiz tüketen.
Hiç düşündün mü,
Bir kelimenin neyi anlatabildiğini?
Kıvılcım dediğin nedir,
Rüzgârla mı parlar, yoksa gözle mi?
Hiç gördün mü bir duygunun doğduğu anı,
Teninde ilk sıcaklığı hissettin mi?
Herkes bildiğini sanır,
Ama gerçeği gören azdır.
Sen de bilmezsin elbet,
Çünkü hayat, öğretmemiş sana yanmanın dilini.
Zamanı bırak…
Bırak orda, sustuğu yerde dursun.
Kimi bir yangının tam ortasında kalır,
Kimi küllerinden doğar usulca.
İçindeki köz konuşsun biraz,
Çıtırdayarak sessizliği delip geçsin,
Yaksın seni ama içten, derinden, fark ettirmeden.
Sonra bir rüzgâr eser.
Sönmüş gibi sandığın her şey,
Birden yeniden doğar.
Tıpkı gözlerini ilk kez açan bir çocuğun,
Dünyaya şaşkınlıkla bakışı gibi.
Ne çok şey bekler bizi,
Ama bilmez henüz o yeni doğan sabi.
Ben bilirim,
Neler geçti içimden,
Ve senin, farkında olmadan
Neler çektirdiğini…
Kendi ellerinle yakmadın beni, biliyorum,
Ama düşüncelerin işte onlar tutuşturdu beni.
Anladım, evet… biraz geç oldu,
Saatler durmuş,
Zamana beş kala.
Kayıt Tarihi : 27.12.2025 22:07:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kahve Kokusu




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!