Kafileler gönderdim sana duygu yüklü.
Ve her kafilede biraz ben vardım.
Her boyama biraz sen katıp,
Her tuvalde seni anlattım.
Aslı ile şirin hevesli,
Leyla gelirken bana,
Halici gerdanlık diye boynuna taktım.
Azıcık tebessüm et,
Kutsal bir gülüş ver bana
Gülüşün serinliğinde,
Zaman dursun kum saatinde
Kendini Fatih'e verdiğin yerde
Al koynuna da beni İstanbul.
Diz çökeyim, el öpeyim.
Beklentisiz bekleyeyim.
Söyle seni nasıl seveyim.
Karada gemi yürütmek nedir ki
İste sen, sana başka bir deniz getireyim.
Kuleler dikeyim fildişinden, Sinan'a inat.
Ve dikilen her kulede kimliğimi yitireyim.
Kandilli küfürler edeyim, senden uzak herşeye
Ve benden uzak.
Senin için olayım asi ve hoyrat.
Senin için olsun canlı ve memat.
Kalemim elinde, fermanım sende.
Sevgimin sekteye uğradığı yerde,
Kır kalemi benim için istanbul.
Terbiyecim ol, al kırbacı eline
Vur hayâsız beynime.
Bazen boşlukta şaklat kırbacı
Beynim yerine,
Dalga geç benimle İstanbul.
Benimkisi bir züğürt tesellisi,
Lehim tutmaz sevdalardayım.
Ve kimsesizlerin en kibirlisi,
Amin yetmez dualardayım.
Körler mahallesinde,
Ayna sattığım yerde,
Kuruntum ol, avuntum ol istanbul.
Firavun ben, Musa sen
Tanrılık iddiasında kaskatı olan ben,
Kilitli gönüllerde hür gezen sen.
Direncim kırıldı, ruhum daraldı.
Haydi böl denizi ortadan ikiye
Ve bir yol çiz Marmara’dan Kızıldeniz’e
Firavunun imana geldiği yerde
Esir et beni ruhunda İstanbul.
Güvercin gibi ürkek
Ve cam kıran çocuk kadar korkak.
Ev sahibim sen, cam kıran ben
Kapında geçti çocukluğum.
Şimdi ayrılıksa vakit,
Ağlamaksa nedensiz
Ve gidilecekse illaki
Ver topumu bana İstanbul.
Kayıt Tarihi : 23.4.2006 14:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!