Güneşin gözlerine
Beyaz bir bez parçası bağladım yine
Körebe oynuyoruz
İlkdördündü başladığımızda
Şimdi ise dolunay
Ben kaçtıkça o kovalıyordu
Ben akreptim o yelkovan
Gözleri bağlıydı ama benden hızlı koşuyordu
Güneş saatinin resimsiz takviminde
Her saat başında,yapışıyordu enseme
Artık dizlerim taşıyordu beni
Ekleminden bükülmüştü bacaklarım
Çölün en ortasında,ufak bi tepede
Çökmüştüm her şeye razı
Ve güneş tam üzerimdeydi
Kavuruyordu beni
Alnımdan süzülen ter de cabası
Çatlamış dudaklarıma işliyordu kokusu
O koca,kurak çölü yuttum bi lokmada
Rakı şişesiydim
Kum gibi çalıyordu
Saati olmuştum
Bir ayaklarımın bir başımın üzerindeydim
İçimde kum şelalesi
Bende durduğu gibi durmuyordu
İçtikçe dönüyordu dünya
Döndükçe içiyor
Çürümüş bedenimden metan gazı çıkıyordu
Yıldız kayınca
Dünya bi cigara daha yakıyordu
Ve bu sonsuz karanlık rengini
Sadece külden alıyordu
Şimdi uçuyorum bu boşlukta
Omzumda bir çift anka kanadı
Sonra bir metal uzayı
Yüreğimin tam ortasında
Düşerken,güneşe çarptım
Sardım bedenime bez parçasını
Küllere bulandım
Başımın ucunda bi göktaşı
Anlayacağınız
Artık açabilirsiniz vanaları
Tabi kaldıysa Fırat'ın
Acı,hırçın,asi damlaları..
09.06.05/02_40
Fırat ÜlkerKayıt Tarihi : 10.12.2005 21:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!