404251111350033
havaya küskün
kırlangıç kuklaları
ip cambazı
konduğu
telgraf telleri
sözlerden ibaret
kimin elleri
teller buz tutar
soğur sözler
ipin ipliklerinde dolaşır kan
seyircisiz tiyatro
alkıştaki neşe
elden ele
geçer mi herkese
kahkahalı heves
ahşapla örtülüdür
kalbi kırık kukla
kırılır mı ağaca
Kayıt Tarihi : 23.12.2018 15:46:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Şevket Güler](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/12/23/kukla-36.jpg)
Kaleminize, yüreğinize sağlık...
yürüyüşleri hep dikkatimi çekmiştir.
bir tabloda yürümek gibiydi, tellere konarlardı ve bana palyaçoları , ip cambazlarını hatırlatırlardı, özellikle soğuk havalarda daha çok seyrederdim onları .
bazen onları ürkütmemek için yol değiştirirdim ama bazen de insanlar bilerek ürkütüp kovalarlardı.
bundan incinmediklerini sanıyordum ya da en azından bana öyle geliyordu, sonra kuklaları düşündüm. tahtadan da olsalar acaba kırılabilir miydi kalpleri ya da bir ağaca kırılabilirler mi diye kendinden olan bir şeye.
daha basit haliyle şöyle diyeyim:
mutluluklar ve sözler küçük şeylerde saklı, en azından etrafında ne gördüğünde nasıl gördüğünde neye nasıl baktığında.
gerisi süslü sözler.
saygılarımızla.
TÜM YORUMLAR (3)