Her bakışta
Bir çocuk bıraksam Süreyya gözlerine
Meryem gülüşünle
Bakire çarşaflara yuyarsın
Sevgili gözlerine bir bakır gök
Bir duman olup uçan
Çocukluk
Züleyha sen nerdesin
Ah bu yağmur hiç tükenmeyecek
Anıların ve sefaletin üzerine yağan yağmur
Sevda sancılı yürek
Selma Betül Hafsa
Gök gürültüsü seni alıp gidecek
Anne ölüm
Ne yollar değişti
O kadınlar ince narin elleri
Altın kadehler
Şehnaz bir akşam
İki söz dizimi
Bana dua et dostum
Engereklerin ağızlarında bal
Ben sesimi Cebeli Tarık’ tan geçirdim
Karanlıkta geceyi yırttım
‘Çıkıyor ay
İniyor ay’
Yeryüzünün ışıltılı derinliklerine
O anı biriktirdim güneş sepetimde
Ölüm o meçhul gemi
Görünür sahillerimde
Şimdi biz hayatı da ölümü de seviyoruz
Seninle
Aşkı en kıvrak yerinden
Tutarak
Alkışlar arasında
Alarak ortaya
İkiye böldük
Çocukluk rüyalarında
Çanlar kimse için çalmıyor biliyorum
Çanlar benim için çalıyor
Bunu da biliyorum
Adım adım ölüme yaklaşıyorum
Yorgunum aşktan ve hayattan
Gaflet ağır ağır içime yerleşiyor
Tehlikeli işaretleri çoktan göründü
Artık ne oyun ne eğlence
Yalnız pişmanlıklar
Boynu bükük bekliyorum
Dudaklarımdan bir ses dökülüyor
İçimin mumları sönüyor birer birer
Bir film sona erdi
Bu kent beni tanımadı
Ben yarasaların yurdundan geldim
Bağ bekçilerini ürküttüm
On dört yaşındaki sevgiliyi
Sevilen ve sevildikçe öğrenen sevilmeyi
Kutsal kitaba alıştırdım çocukları
Asılmış balosuna götürdüm
Bunlar insan değil yalnızca şapkaları
Anılarımı yokladım
Bilimsel araştırmalar yaptım
Romanlar aradım hikâyeler aradım
Şekspir’den espri Hegel’den diyalettik öğrendim
Aldatılmış kızların yasını çektim
Kaldırım taşlarını yokladım
Elmaları kopardım bahçelerinde
Gazete aldım sinemaya gittim
Kayıt Tarihi : 23.5.2011 21:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!