Küfrün Sıfatı Yalandır (Ağır Makale)

Sevim Yakıcı
17 Ekim... / Mavisine Siyah Düştü Gecelerimin.
85

ŞİİR


22

TAKİPÇİ

Küfrün Sıfatı Yalandır (Ağır Makale)


Çok bilinen ama bu zamanda uygulaması biraz da zor olan bir hadistir:

“İslamca haram olan bir fiile gücün yeterse elinle, yetmezse dilinle, o da yetmezse kalbinle çok buğz et. Fakat üçüncüsü imanın en zayıfıdır. “ Ayrıca elinle düzeltmeye gücünün yetebileceği yerde dille düzeltme caiz olmadığı gibi, dille düzeltme imkânının olduğunda da kalbî buğuz caiz değildir.
Buradan hareketle şunu söyleyebiliriz. Şayet günlük yaşantınızda karşılaştığınız bazı durumlar size, karakterinize prensiplerinize ve esasında hepsini içerisinde barındıran inançlarınızla vicdan hürriyetinize aykırı geliyorsa bu kim olursa olsun susmak zûldür. Elinizle, dilinizle kalbinizle gerçeği haykırınız.

Yüreğinde temizlik ve mertlik olduğunu söyleyen kimsenin, yanında yahut yakınında yanlış giden şeyler sezmesi halinde, hele de kendine aykırı gelen bu tezatın Yüce dinimiz İslâmca tasvip edilmemesi söz konusu ise, inanç ve itikatlarının galebe çalması ve “Ne olursa olsun” bayrağını kaldırması, neticede ortaya çıkacak felaketlere göz yumarak doğru bildiğini yapması elzemdir. Doğru bilinenden kasıt, ortadaki aykırılığın kişiye mahsus olmasından ziyâde, bizzat Peygamber Efendimizin sünnet-i seniyyesi doğrultusunda yapılması öngörülen söz(ler) ve davranışlardır.

Yüce dinimiz ve emir buyurdukları bunları haykırırken yalan söylemek, bu yalanları dinlemek, hele de Allah’ın haşir meydanında müdahale etmediği tek hak ve hukuk olan kul hakkına girilmesi dahilinde yalan, riyâkarlık, dedikodu, kişisel haklara tecavüz görüldüğü halde susmak en büyük korkaklık ve ahmaklıktır zannımca. Denildiği gibi söz konusu Hak peygamberinin getirdikleri ve kişinin kendi uğradığı zulümden ziyâde mü’min kardeşinin uğradığı haksızlığa şahit olması ise sükût değildir yakışan kişiye...Yoksa sükût; haksızlık karşısındaki her yerde yaşanması şart ve güzel olandır. Allah Resulü; “Ne zulmediniz ne de zulme uğrayınız. Şayet bunlardan birini tercihiniz söz konusu ise zulme uğrayan olunuz” derken, aynı zamanda “haksızlık karşısında susan dil şeytandır” buyurmaktadır.

Resulullah (S.A.V) efendimiz bir gün otururlarken yanına bir adam yaklaşır ve şöyle der:
-Efendimiz mümin zina eder mi?
Peygamberimiz başını eğer ve susar, cevap vermez bir süre. Adam tekrar sorar:
-Efendimiz mümin yalan söyler mi? O zaman şiddetle başını kaldırır ve etkileyici bir sesle:
-Hayır, mümin asla yalan söylemez” der.

Burada müslümanın yapması gereken tefekkür, Efendimizin birinci soruya sükûtları, ikinci soruya ise kat’i cevap vermesindeki hikmet olacaktır.

Bu sebeple benim de en çok üzerinde durduğum ve yapılmasından tiksindiğim,rahatsızlık duyduğum bir konudur YALAN … Hem de kişilerin, içimizde olanların, bizden bulunan ve görünenlerin bir yandan kendilerini mert ve dürüst lanse ederken diğer yandan ilişkilerine yalan bulaştırmalarını hiçbir zaman anlamadım, anlamak da istemiyorum.

Zulüm ile abad olunamayacağı gibi yalan ile de abad olunmaz. Zulmedenlerin ve yalanı hayatına şiar edinenlerin kısa bir zaman sonra kendi kendini yalanlayacak hareketlerin içerisinde bulunduklarını görürsünüz. İşte bu kimseler ne doğru bildiklerinin, samimiyet ve sevgilerinin ne de kin ve nefretlerinin ardında durabilen kimselerdir.

Zaten bu yalanlar zamanla aileye, eşe dosta yani bütün hayata hakim olursa, o zaman işte asıl o zaman müthiş bir trajedinin de yaşanması kaçınılmazdır. Bence en dehşetli utançtır bu durum. Yalanın haram olduğu muhakkak. Gerçeği eksik söylemek, fazla söylemek, bir kısmını gizleyerek söylemek ve yanlış anlaşılabilecek bir tarzda söylemek de hep bu yalanın kapsamındadır.

Bizler yalan söylüyorsak, hele de dostluklarını şeksiz şüphesiz bizlere emanet etmiş kimselere çıkarlarımız uğruna yalan yanlış ifadelerde bulunuyorsak bu tasarrufumuz cinayet derecesinde vahimdir. Aslında bu kendi kendimizi katledişimizdir farkında olmadan. Yalan, zayıf kişiliklerin en bariz göstergesi olması bir yana dinimizin şiddetle yasakladığı en tehlikeli bir davranıştır.

Dostluk ve kardeşliği gözaltında bulundurmak için üzerinde bir bekçi var. Ki, geceler geçer, mahv olur da o geçmez. O bekçi gerek yüzlerine karşı, gerek arkalarından onları kişiye daima hatırlatır. Yüz, arka onlar için müsavidir. İşte bu bekçi onlara karşı kişinin ihlasıdır. (Temiz bir kalb ve doğrulukla sevgi ve dostluğudur.) Dolayısıyla ben yüze karşı iyilik, arkadan kötülük etmeye haya ederim.

Fahr-i alem efendimiz bir hadislerinde yine: “En faziletli hareket, zulmü adet edinmiş Padişah yanında Hakkı söylemektir.” buyurmuştur.

Bu sebeple kişinin içinin ve dışının bir olması gerekmekte olup, durum ve şartlara göre değil, kişiliğinin göstergesi olan, hakka dönük prensipleriyle davranması gerekir. Mevlana’nın dediği gibi ya olduğu gibi görünmeli ya da göründüğü gibi olmalıdır. Aksi münafıklıktır.
Münafıklık ise kâfirlikten daha tehlikelidir.

Sevim Yakıcı

Sevim Yakıcı
Kayıt Tarihi : 9.7.2008 10:35:00
Hikayesi:


Fahr-i alem efendimiz bir hadislerinde: “İslamca haram olan bir fiile gücün yeterse elinle, yetmezse dilinle, o da yetmezse kalbinle çok buğz et. Fakat üçüncüsü imanın en zayıfıdır. “ Ayrıca elinle düzeltmeye gücünün yetebileceği yerde dille düzeltme caiz olmadığı gibi, dille düzeltme imkânının olduğunda da kalbî buğuz caiz değildir. '

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Halim Yüce
    Halim Yüce

    Bu sebeple kişinin içinin ve dışının bir olması gerekmekte olup, durum ve şartlara göre değil, kişiliğinin göstergesi olan, hakka dönük prensipleriyle davranması gerekir. Mevlana’nın dediği gibi ya olduğu gibi görünmeli ya da göründüğü gibi olmalıdır. Aksi münafıklıktır.
    Münafıklık ise kâfirlikten daha tehlikelidir.

    Bizleri aydınlattığınız bu güzel bilgiler ve paylaşımınız için tşk ederim kaleminiz daim olsun Saygılar...

    Cevap Yaz
  • Afet Kırat
    Afet Kırat

    arkadaşım ne yaptın, şiiri bırakıp nesre mi yöneldin? tabi ki bunların değeri biçilmez de şiirlerin de çok güzeldi. sevgiler.

    Cevap Yaz
  • İsmet Bora Binatlı
    İsmet Bora Binatlı

    HER SATIRINA SEVEREK İMZA ATAACAĞIM BİR YAZI.SEVİM BACIM SENİ KUTLUYORUM.ALLAH HEPİMİZİ YALANIN VE YALANCILARIN ŞERRİNDEN UZAK ETSİN İNŞALLAH.

    Cevap Yaz
  • Ekrem Yalbuz
    Ekrem Yalbuz

    Anlamlı ve kapsamlı bir yazı.

    Günümüzde hafife aldığımız, buna rağmen en çok işlediğimiz iki büyük günahtan biri yalan. Diğeri gıybet. Gıybet ederken; 'Ne var canım, gördük söyledik, duyduk söyledik. Yalan mı söyledik, iftira mı ettik' Hâlbuki kişinin her gördüğünü, her duyduğunu söylemesi günah olarak yeter. Ve ne acıdır ki bu günah fiilini gülerek işleriz. Gıybet ederken şeytanın dilimize sürdüğü zehirli balı yalarken bir tat da hissederiz.

    Gıybetten daha vahimi yalan. Mü'minde hiç olmaması gereken bir fiil. Bir büyüğümden duymuştum: “Yalan söyleyen her haltı işler” Yalana sığınır. Yaptığını inkâr eder, yapmadığını yaptım der. Yalan söyleyen dil, Hakk’ı anamaz. Yalancının, doğru sözü de inandırıcı olmaz.

    Dilin en büyük afeti yalan. İmanı yalayan törpü yalan. Yalancının tanınma alâmeti de yüzünün suyunun çekilmesi. Allah muhafaza.

    Sayın Yakıcı, bütün detayı ile anlatmış. Neşteri doğru zamanda, doğru yere dokunmuş. Asrımızın hastalığını gözler önüne sermiş. Tedavi yollarını göstermiş.

    Tebrikler ve teşekkürler Saygıdeğer Kalem.

    Cevap Yaz
  • Sevim Yakıcı
    Sevim Yakıcı

    Sevgili Atike RANA,

    BİZ SENDEN RAZIYIZ. SEN PEYGAMBER EFENDİMİZİN SÜNNETİNE BİNAEN NASLI DAVRANILMASI GEREKİYORSA ÖYLE DAVRANDIN. BU SEBEPLE ONUN ŞEFAATİNE SAMAİMİYETLE NAİL OLURSUN İNŞALLAH. VE RABBİM SENDEN VE VE DİK ONURLU VEMÜMİN DURUŞUNDAN RAZI OLSUN
    DAİMA....

    SENİN KINADIĞIN ZİHNİYETİ BEN DE KINIYORUM VE bu MAKALEMİ

    ve...bu gülümsemede
    seslenirdi kainata
    alemlerin Rasulü
    hazreti Meryem gibi
    tertemiz olanlar
    bir adım öne.....

    HAK RIZASI İÇİN 'BİR ADIM ÖNE' DİYEREK ÇIKTIĞIN MÜCADELEYE İTHAF EDİYORUM:


    Evet Muhakkak ki; Küfrün Sıfatı Yalandır!

    Mevlana’nın dediği gibi ya olduğu gibi görünmeli ya da göründüğü gibi olmalıdır. Aksi münafıklıktır.
    Münafıklık ise kâfirlikten daha tehlikelidir./

    SAKIN MAHZUN OLMA..
    BATIL BİR MÜDDET İÇİN HAKKIN ÜZERİNDE GİBİ GÖRÜNSE DE UZUN VADEDE KAZANAN ELBETTE 'HAK' OLACAKTIR

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (11)

Sevim Yakıcı