Mana mı zahir; batın olan mantık mı?
Çekme gözlerini benden ey yâr-ı kasem.
Dur! Daha kandık mı?
Bir zaman var içinde göğüs kafesimin,
Bir zaman ki henüz yaşanmamış…
Bir mana ve bir miktar boşluk.
Kanayan gözlerimdeki sarhoşluk!
Ben: ‘SEN’ diye hayallere dalarım…
Gülümser, güzelleşir evren bir anda.
Bahara çalar mevsim, kış ortasında!
Ne kurt kuzuyu kapar Dicle’nin kenarında,
Ne de Süleyman’dan sorulur bunun hesabı.
Sulh gelir şanlı bir zaferle, Kudüs’e…
Mağrur sipahiler dayanır Viyana kapılarına, yeniden…
Ve tarih, yeniden yazılır.
Küflü bir fincandan fışkırır kırk yıllık hatırımız,
Ve yükselerek arşa değer, işte o vakit başımız!
Ben: ‘SEN’ diye hayallere dalarım…
Kurur gözümde, hasretinden kalan yaşlar.
Biter hengâmesi dünyanın, diner telaşlar.
İnce bir yağmur döker üstümüze, mümbit bir bulut.
Kalır gözlerin gözlerimde; muhkim, mazbut!
Diner kalp acısı…
Diner yangını canın;
Akla düşünce vuslatın…
Şen gülüşler alır yerini, kahpe hasretin.
Hayallere dalarım kaçmak için yokluğundan,
El Hak!
Sana çıkar muhayyel yollar; çokluğundan!
Ben: ‘SEN’ diye hayallere dalarım…
Küflü telvelerde tüter küllü hatıralar.
Bedenim hüsranda, yanar kanarım.
Ruhum, düşünde iyileşir; yaram kabuk bağlar.
Gün döner, eskir zaman ve mevsimler değişir.
Yangındır sevdan, sönmez içimde, takvimler değişir.
Dökülen takvimlerden ömrümüzdür, sararmış yapraklar gibi.
Vuslatsız hasretin makbere benzer; kara topraklar gibi!
Ben: ‘SEN’ diye hayallere dalarım…
Dört şair gelir oturur, dört bir yanıma.
Bazen ‘Aysel’ olursun ‘gitme!’ yalvarırım.
Bazen Karakoç’ta kavuşurum ‘Mihriban’ıma!
Redifleri ayırırım hüzünlerin vezninden,
Şen vuslatta içerim meyi, Cennet gözlerinden.
Göğsümde bir hayal…
Kuş misali; kanatları kırık, kırk yerinden.
Yuvası darmadağın, yılgın; yurtsuz kaderinden.
Uçup durmuş yıllar yılı, yaralı kanatlarla,
Kaçarken senden, sana koşmuş doludizgin atlarla.
Gözlerin bakınca gözlerime, hayalimin içinden;
Hasretler, vuslat arar, en çetin tezatlarla!
Mana mı zahir; batın olan mantık mı?
Çekme gözlerini ey yâr-ı kasem.
Dur! Daha kandık mı?
Ben: hayallere dalarım hep ‘SEN’ diye…
Ecel çalmadan kapımı, gelsen diye.
Bende bir hayalin var, bin ömre bedel.
Gel ey yâr; gel, gelmeden ecel.
Kayıt Tarihi : 3.12.2024 15:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
3 Aralık... Bu bir veda değil. Sen son hakkını tabiattan yana kullan ben aşktan. Neyse ki ikimiz de biliyoruz, benim bildiğimin gerçek olduğunu.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!