Küfemde sensizliğin filmi

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Küfemde sensizliğin filmi

Çıplak ruhumun cümlesine özne olmuş bir halim vardı.
Hiç tanımadığın, hiç okumadığın, içini aydınlatan yüklemindeydin.Yükün vardı, varlığının aşk temsilcisi vardı, bebek yüzünü taşıyan fidan boylum yoktu.

-Günlükler tutuyordu dilsiz kalan günceler.Seni yazarak yaşamanın kolaycılığını kaçmıştı ahde vefanın bülbülü.
-Seslenişimin sesini kısan tavırlarına karşı çok sesli bir sabır filminin baş rolündeydim.Rolüme kadar seni oynar, oynatıldığım sevdaya ömrümü kurban ederdim.
-Sense bilindik sosyolojik duvarlarını örerdin. Egolarının bütünlemesinde kalmış nefretlere sınav sorusu hazırlardın.
-Aşağıdakilerden hangisi , aşağıda olmasa da aşağılık yapmayacak kadar yukarı bir cümlenin öznesini oynar.

-Şıklarını unuttuğun bir soru gibi dururdun karşımda.
Oysa kime,neden, ne zaman yazıldığı bilinmeyen bir sorunun bütün cevabı sendin.

-Başka iklimlere soru sıcağı olmana gerek yoktu.Yazgımın yazıydın, hüzünlerimin hazanı, tutkumun ilk baharı, kara bahtımın kara kışıydın. Başka mevsimi gidince tanıttın.
-Meğer sensizlik başka bir dünya, başka bir mevsim, başka bir tat, bambaşka bir ısınış, üşüyüş, eriyişmiş.

-Göz yaşı döktüğün tomurcuk değerlere, diğerlere, değenlere, değinenlere büyüyor, yeşilliğini yaramın gölgesine kadar salıyordu.
Olgunlaşan tek şey zamandı. Beni kedi zamansızlığına kurban etmiş, günlerimi çalan saatin kıskacı yapıyordu.

-Sevmeyen kimse onun akrebi odur diyor yelkovan.Şimdi acep beni sevmiyor mu sevmediği için mi gitti sorusunun psiko-sosyal denkleminde binler sorunun cevabına inecek ilmi yoruluşum var.
-Ego, bilinçalatı, bilinç, vicdan, nefis, hasret, pişmanlık, affetmek, iyilik, güzelik…
Bu kavramların sosyo- psikolojik inceliğinde insan kendine varır, kendini tanır.
Kendini tanıyıp kendini sevdikten sonra onu seven elbet seviyordu.Beni sevecek, kadar kendimi yeni tanıdım.Şimdi seviyorsun altıncı hissimin his kanalından öğretilerin geldi.

-Bir yudum aşkını içtim. Ölümüne kadar susuz, sensiz kalmayacak gibiyim.

Oysa dadın gözlerinde alevlenen bakışın sonsuzluğu sarıyor, soluyor yüreğimin sensizlik yanı.
-Yaşlı umutlarım vakasız bekleyişlerin bas’t’onuyla yürüyor kendine.

Alev almış vuslatı kurtarmak için mazimdeki yaşanılanların tarihi soruluyor veballerimden.
Vebalim.
…: Vebalı anlarım vardı.Henüz egolarım eğitilmemişti Henüz toplumun, çevrenin, yakın olan herkesin, eğitimin, toplumsal çevrenin, kültlerin kirlettiği bilinçaltımın filtresi temizlenmemişti. İzzet-i nefsime temyiz edilecek güzellikte inanca sahip değildim.Araların arasında Araflarını yürek cebinde taşıyan,sürekli ilmi büyümeler yaşayan bir kuldum. Bir gül için bütün dünyamı yakacak kadar kırmızıya bürünmüştüm.
Soyu tükenen sağlam duruşların mürekkep çifçisiydim.Seni anlamak için senden gitmeye mayınları yarınların haz, hazan uçurumunda sensizliğin denizine atlamayı düşünen s’azandım

Vakit ne kadar da çabuk geçse o kadar çabucaklarım yorulur. Bu yorgun söz avcısının cümle ceylanlarına karşı aslanlığım da bitmek üzere.

-S’üzülün yarınların sonrasındaki algı aynasında benlik duruşunu bekliyor beklenti.
Yapayalnızlığın yalınç yanağından öptü zamanım. Bir öpücük istedim annen-baban hayrına, aşk panayırını harıma salarken.

İçimde çökeltisi artan dermansızlığın çözümüne gelmelisin. Çözülmüş soruların cevabı sevaplarını benimle artırmalısın.

-Sessizliğini, sensizliğime kafiye yapan manzum ayrılıklara karşı, karşı çıkılmaz gerçeklerim bilenir.

-Er’idim aşkına.
-T’eninin alevinde tutuşmuş hallerime eklendi hal ekleri.Yalınç kaldığın zamanla çekimlendik.
-
Yeniden sarıldık,, yeniden varıldık hayalinin son katına.

İnceliğin çizgisi çizildi çözülmemiş sorunlarımıza.Varılışımızın resmi çizildi.
Sımsıkı sarılmışsın, beni bırakmak istemiyorcasına, bıraksan sonsuzluğa akan ş’el’aleye düşerim.
-Ya ölürüm, ya da ölmeden sana ölürüm.

Serceler gibi bir damla gözyaşının gerçeği gibi ıslandık.Islanmak ile uslanmak aynı aynanın yansımasıdır.Islattığın bensem, uslandığım benim. Islandığın sensen, uslandığın benim.

Ve sen
bil ki
sözsüz kalışımın külliyatında külliyen yalan yok.Bir kul kitabıdır diye doğrularımda yanılmışlık kokusu olabilir.

Ama seni sevdiğim doğrusunu hiçbir gerçek bükemez.

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 8.2.2013 14:59:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrettin Taylan