Kudüs Şiiri - Macit Kuruçay

müslüman bir çocuğun avuçlarında
öfkesini sıkarak çatlattığı
patlattığı taştır Kudüs
sapanın meşininde zeytin ağaçları
zeytin taneleri gümüş
bir taş kapmak mîraçtan
değilmi ki
ben müslümanım diye geçinen
kâr eden
tüccârların boyun borcu
bu zulme dur demek
elhamdülillâh diyene farz oldu
gün doğdu miskinler ocağı
kalkın artık
pıhtılaşmış kan uykunuzdan
geldi çattı vakit
çatın kaşlarınızı silâhlarınızı
hâlâ uykuda mısınız
aymadınız yine değil mi
lâkin vakit bu vakit
tekbiriniz mi tükendi
hani nerede başınıza doladığınız
o pek kıymetli paha biçilmez ipek kefeniniz
bırakmak âlemlerin sultanını
böyle yetim
böyle öksüz
ne oldu ümmet
salavatınız mı tükendi
Dâvûdî er sesiniz mi
safları sıklaştıralım diyor
Emirler Emiri Amr bin Âs
Sultan Selahaddin dalgalanıyor hâlâ Kudüs'te
bir sancak gibi izzetin şerefin
arslanlar arslanı Sultan Yavuz
hâlâ yanıyor kokulu mumlar bin iki yüz kandilin
değilmi ki
ilk kıblemiz mihrabımız Kudüs
taş mı yok atacak
sökün hacerü'l-esvedi yerinden
her parçası birer köz
her parçası zehirli mızrak
ateşli ok
yetişir mi şu zulme
Ebu Bekir
Ömer
Osman
Alî
yetişir mi ebâbil kuşları
yetişir mi çatal zülfikār
yetişin
"Allah"ın resûlünü düşürüyorlar
yetişin ve kalkmayın düştüğünüz yerden
ve öyle er gibi yetişsin yetişen
kimlere nasip olacak
altın kûzeden
Kudüs'ün şahâdet şerbeti

26 Aralık 2017 Salı