Ey diyarı nuru sükûn!
Neden sütunların mihrabın dilhun?
Bilmez misin, âlemi mahlukat sana meftun?
Dur ağlama Kudüs!
Mescid-i Aksa, alnıma yazılmış ilk rükûum.
Tüm âlemi müminler yönelirdi sana,
Dur ağlama Kudüs!
Miraçta kapılarını açtığın nebi aşkına,
Tayin edilmiş bir zaman var, elbet kavuşacağız.
Biz hasretiz Hz. Muhammed’in,
Mescid-i Aksa’ya bıraktığı gül kokusuna,
Bekle bizi, kavilleştiğimiz peygamber aşkına!
Artık bu zulüm, dokundu Müslüman’ın vicdanına,
Tüyü bitmemiş yetimin, zalimler girdi kanına,
Bombalar düşüyor insanlığın vicdan ocağına,
Bize medeniyet satanların sesi çıkmıyor insanlık namına.
İslam, Müslümanlıktan nasibini almayanlardan yaralı,
Zalim, bu sessizlikten bu soykırıma devam etmeye kararlı,
Ölen çocuklar gösteriyor bu düzenin eli ne kadar kanlı,
Ve vicdanlı olanlar biliyor bu dava ne kadar şanlı.
Bekle bizi ey diyarı nuru sükûn!
Bekle bizi geliyoruz Kudüs.
Ezanlar artık hür, senin için dökülen yaşlar uğruna,
Kucakla bizi ey Mescid-i Aksa!
Secdeye inecek alınlar, mescidin artık özgür bağrında,
Senin için cihada koşacak Müslümanlar var ardında,
Kucakla bizi ey diyarı nuru sükûn!
Peygamber, ellerini uzatmış, bizi bekliyor mihrabında.
Kayıt Tarihi : 6.5.2024 01:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!