Alevi diyerek sünni diyerek,
Bizi bizden alıp ayırmayın be...
Hep beraber atsın sinede yürek,
Kimini ayırıp kayırmayın be...
Türk'ü kürd'ü kardeş vatanımız bir,
Bayrağa sarılı yatanımız bir,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Harika bir şiir,Zevkle,şevkle okudum.
Tebrikler.
Yeter bu kadarca düşmanlık yeter,
Saadet ülkesi gözümde tüter,
Cennet vatanımı etmeyin beter,
Aklın kabuğunu sıyırmayın be...
Yüreginize saglik hocam, nefis bir calisma, cok hosuma gitti.
yürekten tebriklerimle
Saygi ve selamlar almanyadan
Havana Bozkurt
Türk'ü kürd'ü kardeş vatanımız bir,
Bayrağa sarılı yatanımız bir,
Omuzda tabutu tutanımız bir,
Her gün ayrı dümen çevirmeyin be...
tek kelimeyle harika duygular harika bir çalışma şehri abicim....kaleminiz dert görmesin ve hiç susmasın...10p+ant
Türk milleti kolay gelmez oyuna,
Vatana namus der çekmiş soyuna,
Edirne'den Kars'a boylu boyuna,
Ayrılık türküsü çağırmayın be...
Pirimiz Muhammet Ali'nin dostu,
Ebu Bekir, Ömer, Osman'ın kastı,
Huzur ovasına serelim postu,
Dostluk çınarını devirmeyin be...
Yeter bu kadarca düşmanlık yeter,
Saadet ülkesi gözümde tüter,
Cennet vatanımı etmeyin beter,
Aklın kabuğunu sıyırmayın be...
Sevincimiz aynı birdir tasamız,
Yek vücut olmuşuz birlik yasamız,
Haine süngüdür elde asamız,
Sözü eğip büküp kıvırmayın be...
Ustaoğlu; Bu can vatana kurban,
Bir kefenden başka varmı ki urban?
Gayret filizine vurmayın tırpan,
Susun artık yeter KUDURMAYIN BE...
Şehri Karakaya
üstadım ;
vatan ,millet ve bayrak kavramlarıyla milli duygullarımızın harmanlanmasıyla hepimizi bir ve beraber olmaya davet eden asil duygularınızın sesi olan bu harika çalışmanızı beğenerek okudum..
kutlarım saygın kaleminizi..tam puan 10..akçaydan selam ve saygılarımla...ibrahim yılmaz
Hepimiz bir Vatanın evladıyız.Atalarımız omuz omuza çarpışmış düşmanla...Kin ve nefret yakışmaz insana,müslümana.Güzel mesajlar veren şiirinizi kutlarım.10+ant..
usta işi bir şiir..medeniyet sahibi bir milletin şairi böyle olur işte..dedirten cinsten..ayrılık ve nifak tohumlarını düştüğü yerde çürütür böylesi..göz açan kalp açan şiirinizi tebrik ederim..
@..
Ustaoğlu; Bu can vatana kurban,
Bir kefenden başka varmı ki urban?
Gayret filizine vurmayın tırpan,
Susun artık yeter KUDURMAYIN BE...
Sevgili kardeşim, bu şiire ne denir ki? Herşeyi eksiksiz sayıp dökmüşsün. Tefrika(bölücülük) ateşi yakmak isteyen bozguncuların ağzına tokadı vurmuşsun. Eeee bize ne düşer? İyi etmişsin kardeşim, eline sağlık, bileğine yüreğine kuvvet demek. Konu, anlatım ve imlasıyla çok güzel bir şiir. kutluyorum. 100 puanımı gönderdim.
***Bu ramazan canı gönülden tekrar tekrar dua edelimde rabbimiz düşmanlarımızı helak eylesin!
***Çünkü hala hileli tuzaklar hazırlamaya çalışıp çirkefçe saldırılarına devam ediyorlar! Durmadan hakaretler yağdırıyorlar! Benim ümidim kalmadı onların hidayete ereceğine dair! Rabbim tüm İslam düşmanlarını bu Ramazan ayı içerisinde helak eyleyip dostlarının yollarını ardına kadar açsın!
***Amin! Amin! Amin!
Allah'ın Yardımı
*******Allah dostları inanan insanlara karşı şefkat kanatlarını yerlere kadar indirmiştir! Barışçı, adaletçi olan çeşitli inanç ve ırktaki insanlar ile adalet, merhamet, barış çerçevesi içinde en güzel şekilde yaşamaya çalışırlar!
*******Ama acımasızca İslam’a ve dindar insanlara saldıran şeytanın ordusunun elebaşlarına karşı; Kuran ahlakının yaygınlaşıp Müslümanların güçlenmesini istemeyip onlara karşı kin dolu yüreği ile bin bir türlü hile ile tuzaklar hazırlayıp; iftira, yalan, karalama kampanyası gibi çalışmalar ile ibadetlerini engelleyip özgürlüklerini kısıtlamaya çalışan insanlara karşı başı bulutlara kadar dimdiktir!
*******Kuran’da münafıklara ve kâfirlere karşı sert ve caydırıcı davranın emrinin bu gibi insanlar için olduğunu çok iyi bilir!
*******Bu anlamda şöyle bir dua ediyor ve müslüman kardeşlerimin canı gönülden âmin demesini istiyorum;
*******Ey yüce rabbim! Seni bütün eksik ve noksan sıfatlardan tenzih ederek sonsuz hamd ederim! Efendimiz Muhammed aleyhisselama ve Âdem aleyhisselam’dan başlayıp kıyamete kadar gelecek olan iman ehli kardeşlerime! Senin rızanı her şeyin önünde tutan dostlarına canı gönülden selam ediyorum!
*******Rabbim günümüzün İslam düşmanlarından sana şikâyetçiyim! Bunların arasında Elhamdülillah bende müslümanım diyenleri bile var ve geçmiş İslam düşmanlarından daha da azılı!
*******Eski çağlarda peygamberlerine düşmanlık yapan kavimleri nasıl helak ettinse şimdi de velilerine düşmanlık eden bu insanları helak etmeni istiyorum! Çünkü İslam düşmanlığı yapan bu insanların hidayete erip hakikatleri kabul edeceklerine dair ümitlerimizi yitirdik! Tüm uyarılarımıza rağmen daha da kinlenerek bizlere saldırıp hakaretler yağdırıyorlar! Bizleri mağlup edebilmek için hile ile dolu yeni oyunların peşine düşüyorlar! Onlara öyle büyük kederler ver ki o kederler ile ocakları sönsün! Çeşitli felaketler ile dünyaları cehenneme dönsün!
*******Ve onlar azabını görünce iman etmeye kalktı mı nasip etme! Onları hiçbir zaman hidayete erdirme! Tıpkı Firavun’un iman edeceği sırada Cebrail aleyhisselamın gelip ağzını tıkayarak iman etmesine izin vermediği gibi düşmanlarımıza da gelip ağızlarını tıkayarak iman etmelerine fırsat vermesin!
*******Yalnız peygamberlerinin dostlarını o felaketlerden kurtardığın gibi velilerinin dostlarını da o felaketlerden hiçbir zarar görmeden kurtar! Sana ve efendimiz Muhammed aleyhisselama düşkün olan tüm müslüman kardeşlerimi sana emanet ediyorum!
*******Artık İslam’ın kutlu sancağını tüm dünyada gümbür gümbür dalgalandırabilmemiz için senin bu yardımına İhtiyacımız var! Peygamber dostlarına yardım edip inanan insanları yeryüzüne varis kıldığın gibi veli kullarına da yardım edip yeryüzüne inanan insanları varis kıl! Şeytanın ordusunu perişan eyle! İki cihanda da zilleti tattır!
*******Allah’ım dostlarını ise iki cihanda da Aziz eyle! Şüphesiz senin vaadin haktır! Efendimizin müjdelediği Altın Çağ’a bizleri kavuştur! Günahlarımızı af edip sonsuz hazinelerinin kapısını bizlere ardına kadar aç! Ve içinde bulunduğumuz şu mübarek günlerde tüm Salih kardeşlerimin bu duaya canı gönülden âmin demelerini nasip et! Ve dualarımızı kabul buyur! Âmin! Âmin! Âmin!
Enes Muhammed
Ustaoğlu; Bu can vatana kurban,
Bir kefenden başka varmı ki urban?
Gayret filizine vurmayın tırpan,
Susun artık yeter KUDURMAYIN BE...
kutlarım yüreğini tam puan ..
Cengiz Numanoğlu'nun nir beyti geldi aklıma:
'Ne bir savcı kalırdı, ne bir yargıç, ne yasa;
Şu insanoğlu önce, kendini yargılasa...'
Bizler, kendimizden ziyâde, kendimizin hâricindekileri yargıladığımızdan, maalesef böyle vahim hâllere düşmekteyiz. Yargıda 'ben' deyip, hayatta 'biz' demeyi idrâk ve tatbîk etmek lâzımdır. Şâirler, bu noktada görev alırlar. Bu mısrâlarda olduğu gibi...
Bu şiir ile ilgili 92 tane yorum bulunmakta