Bir baş düşmüş toprağa,
Adı şehid.
Ey Allah ım!
Bu şehid acep kime aid? ..
Toprak kabarmış, en güzel şekilde
Ferhat,
İndi sarayın lale bahçesine
Hat yazmak için
En güzel renkleri aradı.
İşte sabah kahvesinden kalan bir buse
Onu da almaya gelirler elbet, fakat kimde
Kimde kaldı bir nebze mutluluk ki alınsın
Ve kimde kaldı ki bu cesaret bu mutluluğu alabilsin.
Heyhat, sözlerle bir liman aramakmış rüya,
Bir garip aşıktır
Konuşmaz,
Gözleri güzeldir
Anlatır,
Kalbi sıcak ve geniş
Derttir çeker,
Gönlüm Leyla’ nın aşkında
Yüreğim
Ayrılık hasretinin derdinde.
Ben Mecnun,
Ben yetim,
Yalan!
Gözlerimden akan sevdan,
Yalan!
Sana yaktığım ağıtlar
Yalan!
Sözlerim ve sesim…
Rüyalar şehrinde umutla başlayan bir mevsim,
Ki bu mevsim bu insanla bir anlam bulsun
Olsun ki bu mana hep garibane bahanelerle coşsun
Hayat yine bizimle güzel bir bahar yaşasın.
Umut rüzgarlarının hep bu yana estiği bir vakit
Bilinmez derdimize derman
Ne sormak istersin ne öğrenmek
Bizi ancak biz anlarız
Bizi anlamaktır hiçi çözmek.
Bazen cenaze arkasından güleriz
Martılar dahi bozamıyor sessizliğimi
Beynimin tam ortasında çağlayan nehirler
Nehir, Fatih 'in şehriyle bir olup eziyor benliğimi
Bir tek, bir tek sen dostsun bana, beni korutan ve bana aşık…
Vapur son yolcusunu ararcasına beklemede
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!