İst. Küçük Köy Karakolu.
Günlerin üzerinden
Ağır silindir misali geçerken
On iki eylül faşizmi..
Küçük Köyde bir gece konduda
Yoksulluğun buz kestiği
Sersefil gecelerden geçerken
Ay ışığından
Rüyalarımıza sızanlar
Zulmün soğuk namlularını Dayandılar gözlerimize..
Gecenin kör gözüne sığınan
Gaziosmanpaşa polis ekibi
Uykularımızın;
Hasrete ayaklandığı saatlerde
Tomsonların
Soğuk namluları ile daldılar
Düşlerin duldasına ki.
Kuşatılmışız şafaktan önce
Küçükköy Gecekondu evlerinde..
Oysa biz
Hasreti ve özlemi ısıtarak
Hayatın bir köşesinden
Tutunabilmek için
Göçüp geldik dağlarımızdan
Yarınlarda yaşanır günlere.!
Ümidin kapılarını aralamak için,
Tamda yaşama tutunmak üzereyken;
Henüz gün ağarmadan
Baskın yedik
Küçük köy konudularında..
Karadeniz ve boğazlardan
Haliç i selamlayarak
Marmaraya dökülen sular aşkına
Kavganın tam ortasına düştük
Gün doğmadan kan uykularda
Kırıldı kapılarımız
Daldılarl can evimize..
Dağlara doruğundan
Yüzünü gösteren güneş
Dayanamadı zulme
Başladı ağlaşan çocukların
Gülüşleri üzerine yağmaya
Yeni bir hayatın
Tamda orta yerinde
Düştük hain kalleş pusulara
Karanlığın kıyısından geçerken
Esaretinden karanlık kıyrılarında
Takılı kaldı düşlerimiz...
Rüyalarımızın sıcaklığında
Kulaç attık karanlığı yırtarak
Güneşin aydınlattığı sokaklara
Ki sokaklarda on iki eylül
Kaldırımlar' ölüm sarı ve sıcak;
Ana kucağına sığınır gibi sığındık
Yurdun buz tutmuş hücrelerinde
Ölüm düşünün sıcağına....
Kırık dökük bir anı'
Yada uzun bir masal
Elimizde ne var ne yoksa paylaştık
izmaritden arta kalanlarla
Ayaklandı zulamızda
Saklı duran türküler
Düşümüzü ve gülüşümüzü
paylaştık hücre duvarlarıyla
Sarıştık doslarla!
Barıştık hayatla.!
Karıştık gülüşlerine hayatın...
Sevdasına tutsak düştüğümüz
Evimizin kapıları kırık şimdi;
Silah seslerinin yankılandığı
Yıkık sokakların tenhasında
Özgürlüğe koşulu sevdalarla
Yaşanan bir başka sevdanın.
Güzelliğinde esir düştük..
Oysa hayatı koşulsuzca
Yaşamak kadar çok severken.!
İçimize kanatan yurtsuzluk
Yüreğimize çöken hasret
Ve çiçekte kan lekesi.!
Bedenimizde üşüyen
Namluların ağırlığıydı;
Birinci ikinci üçüncü
Sıkıyönetim mahkemelerinde
Sonsuzluğun dibine düşüren bizi…
........Not..
Ramadan Taş / Ahmet Taş/ Erdoğan Oral / İzzet Çayır ile İstanbul, Küçük Köy Karakolu ve İstanbul sıkıyönetim mahkemelerinde yaşadıklarımızdan o an..
Şubat 1980
Abdullah Oral. Ozan Vurguni.
Sevdal PolatKayıt Tarihi : 23.3.2020 20:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Not.. Ramadan Taş / Ahmet Taş/ Erdoğan Oral / İzzet Çayır ile İstanbul, Küçük Köy Karakolu ve İstanbul sıkıyönetim mahkemelerinde yaşadıklarımızdan o an.. Şubat 1980

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!