Karanlık giderek çörekleniyor geceye
Yağmuru yüklenmiş bulutlar çıkageldi denizin öbür kıyısından
Mürekkepsi damlacıkların itirafları bunlar
Mektuplar yazıldı camlara
Gizlice akasyayı gözetliyordum
Küçükhanım;
Birikintiye düşen yaprak sizin imzanız biliyorum
Birazcık kaçırıversen ipin ucunu
Kuzum
Yağmura yüklemesen sırlarını
Saklanmasan gülümseyişlerine
Biliyorum korkuyorsun
Firari bir iki bakıştan öğreniyorum her şeyi
İçime fısıldanan şeyler
Yasak rüya görür gibi
Selcikler durmadı sabaha dek
Kaldırımlara bir iki mahcubiyet düşürmüşsünüz
Bu koku denizin öbür kıyısından eminim
Her şeye rağmen sadece kılık üzerimdeki
Çapkın Romeo gibi
Belki de kış güneşi kadar güvenmelisin
Koyu bulutların altında ellerin soğuktu
Ve ben aranıyordum
Biraz beladan ne çıkardı ki
Küçükhanım
Lütfen
Gözleriniz yağmur kadar masum,
Şimşek kadar tehlikeli
Yine de siz bakışınızı üzerime dikin
Pek tekin değilsem de içime işleyin
Korkuyor musunuz?
Yüreğimden ateş fışkırıyor benimde
Küçükhanım;
Artık gidin isterseniz
Vazgeçin
Şemsiyeniz bile yok
Titriyor musunuz?
Küçükhanım izin veriniz
Kemiklerinizi ve yüreğinizi ısıtayım
Dizginlerimi nasıl tutabilirdim
Nasıl bekletebilirdim günahı kapı eşiğinde
Küçükhanım…
Dilinizin ucu, dişinizin ucunda
Cümlemi kelimemi çığırından çıkaran
Ağlamaklı sisiniz kalbime çökmekte
Açıkça yutkunmaktan korkuyorum
Allah’ım!
Yelkenleri suya indirmek üzereyim.
Kayıt Tarihi : 19.6.2010 02:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!