Kara kaşlı,uzun boylu,ince bıyıklı,eğitmen
Çağırmış çocuğu tahtaya.
Yaz oğlum demiş,
Sesinde sert ama tatlı bir tınıyla.
Ondört artı dokuz,eşittir...
Nasıldır neye eşittir bilememiş,
Baka kalmış,sıkılganlıkla yakışıklı genç.
Yapacakmış ama,unutuvermiş.
Heyecan yürekte her zaman başka şeymiş...
Fırtınaya benzemiş,esmiş dinmeyecekmiş eğitmen.
Kükremiş,aslandan beter.
İdealistmiş,mutlaka öğretecek!
Kili kötü olsa da fark etmez.
Heykelin ruhunu tam verecek.
Öğrencilerin yakaları gibi,
Temiz yürekli insanların olduğu
Anadolu’da bir köymüş burası.
Üçe kadar bir okunan,
Genellikle iki sınıflı,
Topu,topu onbir öğrencili.
Bol inekli ve tarlalı...
Yaşı tutmadan okula yazdırılan,
Küçük takvim lakaplı sevimliyi,
Çağırmış öğretmen,bir alt sınıftan.
Gelecekmiş ama,birde inebilse sıradan.
Şimdi yirmiüç sonucu varmış tahtada.
Tebeşir küçük kızın ayalarında.
-Bak gördün mü?
-Küçücük çocuk yapıyor utan!
Diyivermişti eğitmen o zaman.
Halbuki söyleneni yazmıştı takvim.
İşin burası gerçekten komik olan...
Takvimin elinde cetvelin işi ne?
Vur ellerine diye emir edilmişti Niyazi’ye.
Kıyamamıştı ki takvim.
Kendi dayağı yese de....
Ta çocukluktan kalma bir aşkın hikayesiyim.
Yüreğimde ki aşk o zamanlardan ekilen.
Yıllarca heyecanla dinlerim bu hikayeyi ben.
Takvimle yakışıklı genç kim?
Düşünün bakalım,cevap vermeyin hemen.
Ümit ALPHAN // Küçük Takvim //
Ümit AlphanKayıt Tarihi : 24.12.2012 15:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!