Taş tanrıların, taş avlusunda
Üryandır bağbozumu kızları
Babil’in şehrengizi taçlandırmaz
Yedi derya altında yedi çağ saklı
Yaşlı avluda güneş saati
Şiire selam durduğunda
İçine kapanır demir kapılar
Uç beyleri bilmediler
Şiir tohumladı Bağbozumu kızlarını
Ekmek ve şaraptan yorgun
Payeleri tekavavütten üç mecidiye
Yaşlı beyler ve kırkında bekaretini
Şiire gümüşi akşamlarda sunan yaşlı hanımlar
Kırk gece kırk arşın kumaşla
Kaftan dokumuşlar üryan kızlara
Gelin çiçekleri açmış arnavut kaldırımlar
Islak ve kurşuni sabahlarda
Ahşap evlerin ömürden ağır ahşap kapıları
Açıldığında
Asma yaprağına nakşedilir söz
Ekmeği şaraba banmak yeni adet
Taş avluda
Çağların sessizliğine durmuş
Yoksul fahişelerdir şiir…..
Masumiyetini yitiren sebiller kalır
Firdevsten
Yedi derya altında yedi yerinden su alır
Ebemkuşağını unutan Nuh’un gemisi
Sırtında kör bir balıkçının zıpkın yarası
Geriye yaşlı bir gemici kalır Malta’da
Küçük kasabalarda büyük efendiler
İyi yürekli bir tanrı kuşunun
Kırk gün kırk gece uçtuğunu söylerler
Şiiri örste dize getiren demirci
Bir de yaşlı gemici kalmış gemide
Loti genç bir bahriyeli o zamanlar
Selanik’te vaka-i hayriyedir Aziyade
Kadınsız sokaklarıyla ölü bir şehirde
Cariyeler
Şarabi akşamlarda tanıdı
Ekmeği,şiiri,şarabı ve aşkı
Kayıt Tarihi : 13.3.2009 21:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!